İçerik Akışı
İfanın imkansız hale gelmesi- Denkleştirici adalet
Hükme esas alınan 09.11.2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle güncellenmiş değerin hesaplanması yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler ödeme tarihinden ifanın imkansız hale geldiği tarihe kadar her bir dönem için tek tek uygulanmamış olup, anılan rapor hüküm vermeye yeterli olmadığı- Denkleştirici adalet ilkesi gereğince; davacının ödediği satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği dava tarihindeki ulaşacağı alım gücü; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, ÜFE, TÜFE, faiz, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs olmak üzere en az 6 etkenin) ortalamalarını esas alan uzman bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak belirlenmesi ve bu yöntemle belirlenecek miktara alacağa hükmedilmesi gerektiği-
Babalığın hükmen tespiti- Nafaka-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporu- UYAP sisteminde taralı olması- Tebliğ-
Bilirkişi raporlarının UYAP sisteminde taralı olması durumunda taraflara tebliğ edilmeyeceğine dair bir hüküm bulunmadığı- Bilirkişi raporlarının taraflara tebliğ edilmesinin hukuki dinlenilme hakkının gereği olduğu- Davalı vekiline ek rapor tebliğ edilmeden rapora yönelik bilgi sahibi olma ve açıklama haklarını kısıtlar biçimde karar verilmiş olmasının yerinde görülmediği-
İyi Bayramlar
E-uyar ailesi olarak Kurban Bayramı’nı sizinle birlikte paylaşmaktan mutluluk duyarak bu özel bayramı aileniz ile birlikte mutlu, huzurlu ve sağlıklı olarak geçirmenizi dileriz.
Taşınmaz Hukuku Kongresi Fırsatları
Dijital Hukuk Akademisi & E-Uyar İşbirliği
Hatalı ifraz- 3402 s. K. m. 41 uyarınca taşınmazda yapılan yüzölçümü düzeltilmesi- Fon zararı- Devletin sorumluluğu (TMK m. 1007)- Sebepsiz zenginleşme-
1956 yılında yapılan ifraz işlemiyle yüzölçümü eksik tescil edilen taşınmazın bu haliyle davacı TMSF adına kayıtlıyken davalı şirkete ihale ile satılarak devredildiği ve tapudaki yüzölçümü düzeltim işleminin daha sonra yapılmış olduğu- Tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan dolayı TMK m.1007 anlamında Devletin sorumlu olacağı- Devletin sorumluluğu için salt tapu sicilinin veya tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemlerinin hatalı olması yeterli olmayıp, öncelikle bir zararın ve bu zararın tapu sicilinin tutulması veya kadastro işleminden doğması veya kaynaklanmasının gerektiği- Dava konusu taşınmaz, davacının elinden, adına tescil edilen eksik yüzölçümüyle çıkmış olup davacının tapu sicilinin tutulmasından doğan veya kaynaklanan bir zararı bulunmadığı- Davacı TMSF'nin taşınmazı devir aldığı tarihte tapuda hangi yüzölçümü miktarıyla kayıtlı ise, mülkiyeti devrettiği tarihte de aynı miktarla kayıtlı olması nedeniyle fakirleşme koşulunun davacı yönünden gerçekleşmediği, sadece dava konu taşınmazın ilk tespit malikinin gerçek miktardan daha az yüzölçümü ile taşınmazın tapuya kaydedilmiş olması ve daha küçük yüzölçümü ile satmış olması nedeniyle fakirleştiğinin kabulü ile sebepsiz zenginleşme ilkesine dayanarak taşınmazı satın alan kişiye dava açma hakkı bulunduğu- "Amme alacaklarına mahsuben temlik edilen taşınmazın tasfiye amacıyla Fon tarafından edinildiği, davaya konu olayda zararın oluştuğu, TMK m. 1007 kapsamında davalı Hazinenin sorumlu olduğu, ayrıca davalı şirketin hatalı ölçüm sebebiyle taşınmazın gerçekte daha küçük yüzölçümlü olduğu bilinmek suretiyle satışının yapıldığı sabit olmakla davalı şirketin sebepsiz zenginleştiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Temyize başvuru süresi- Mahkemeye erişim hakkı-
Temyiz başvurusunun süre yönünden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği-
Sigortalılık süreleri- İntibak- Prim borcu tahakkuku
Kurumca, farklı sosyal güvenlik kanunlarına tabi sigortalılık süreleri intibak ettirilmesi ve buna göre intibak farkından doğan prim borcu tahakkuku işleminin yapılması gerektiği- 01.03.2011 tarihi öncesinde geçen 2926 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın davacının aylığında dikkate alınması, 01.03.2011 tarihi itibari ile yeniden sigortalılığın başlatıldığı aşamada, önceki sigortalılık süresinin dikkate alınarak, intibakının yapılması ile 01.03.2011 tarihi itibari ile davacının tüm sigortalılık süresine göre, prime esas kazancının belirlenmesi, ödemesi gereken prim borcunun Kurumdan sorularak tespit edilmesi, devamında ise 2011-2014 tarihleri arasında kalan dönem bakımından, davacıdan bu belirlemeye göre alınması gereken yapılandırma ve fark prim borcu, yine davalı Kurumdan sorulmak suretiyle tespit edilmesi ve bu tutarın davacıya ödettirilmesinden sonra ödemeyi takip eden aybaşından itibaren aylığının yükseltilmesi sağlanmalı ve buna göre bir karar verilmesi gerektiği- Davacı hakkında intibak yapılması ile 99 basamağının bulunması aşamasında 2926 yerine 1479 sayılı Kanun kapsamındaki basamakların tespit edilerek, A1 aylığının tespitinin usul ve kanuna aykırı olup bozma nedeni olduğu-
Suç sonucu gebelik- Gebeliğin sonlandırılması- Maddi ve manevi varlığın korunması-
Mağdur olunan bir suç sonucu oluşan gebeliğin sonlandırılması talebinin sürüncemede bırakılması nedeniyle maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği-
İhalenin feshi - Şikayet - İhale bedeli
Usulsüz kesinleşen ihalenin feshine karar verildiğinden ortada usulüne uygun yapılmış bir ihalenin varlığından ve yatırılmış bir ihale bedelinden söz edilemeyeceği açık olup, dosyada yer alan ihale bedelinin bir başka dosyadaki haciz alacaklılarına ödenmesine dair borçlunun vermiş olduğu muvafakatin bir hükmü olmadığından icra müdürlüğünün talebin reddine dair kararı yerinde olup mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-