İçerik Akışı

Genel işlem şartı-Asimetrik tahkim kaydı-Konişmento-Yetki ilk itirazı

Konişmento da yer alan yetki ilk itirazı incelendiğinde; yetkili mahkemenin m.10/3'e göre ... numaralı konişmento da yer alan ve milletlerarası yetki kaydını içeren konişmento kuralının genel işlem şartı niteliğinde bulunduğu, buradaki genel işlem şartının, ticari nitelikte olsa da, denetime tabi olduğu, söz konusu denetim gerek tüketici gerekse de ticari nitelikteki genel işlem şartlarına uygulandığı, somut olayda yabancılık unsurunun bulunması da, kamu düzeni ile ilgili bulunan söz konusu hükümlerin uygulanmasını engellemediği, zira iç hukukta sözleşmeler için getirilmiş olan ve kamu yararı açısından önemli olan hükümlerin Türkiye’de yabancı bir hukuka tabi olan sözleşmelere de doğrudan uygulandığı-Somut olaydaki yetki kaydının geçerli olduğu kabul edildiğinde, söz konusu konşimento tahtında ortaya çıkan her türlü uyuşmazlıkta davacının yükle ilgilinin Londra mahkemelerine başvurması gerekeceği, bu halde yetki kaydının geçersiz sayılmasına sebep olacağı, dürüstlük kuralına göre, söz konusu yetki şartının geçerli olması Türkiye’de bulunan ihracatçı firmalar açısından açık bir dengesizlik yarattığı- Konşimentolardaki yetki tahkim kayıtları açısından içerik denetimi hâli hazırda kabul gören ve uygulanan bir yol olduğu, ayrıca, konişmentoda yer alan yetki kaydı incelendiğinde "Tüccarın açtığı herhangi bir davanın ve taşıyıcının açtığı herhangi bir davanın Londro Yüksek Mahkemesi'nin inhisari yetkisinde olduğu ve İngiliz kanunlarına tabi olduğunun kabul edildiği-Navlun veya tüccarın taşıyıcıya ödemesi gereken herhangi bir diğer tutarla ilgili herhangi bir anlaşmazlık durumunda, taşıyıcı seçim hakkı kendisinde olmak üzere belirtilen ülkelerde ya da yükleme limanı, boşaltma limanı, teslim yerinin bulunduğu ülkede veya tüccarın ticari faaliyetinin bulunduğu herhangi bir yerde tüccar aleyhine dava açabilir." bu kaydın her iki taraf için belirli bir mahkemeyi yetkili kılmadığı, taraflardan birinin menfaatlerinin üstün tutulduğu ve karşılıklı dengenin bulunmadığı bir mahkeme seçimi yapıldığı görüldüğü, bu tür yetki kayıtları “Asimetrik Yetki Kaydı” olarak anıldığı, bu tür kayıtların mahkemenin belirli olmaması sebebiyle geçerli olarak kabul edilmediği, ayrıca bu durum, genel işlem şartı denetimi dışında ortaya çıktığı, mahkemeye sunulan asimetrik yetki kaydının geçersizliği için genel işlem şartı denetimine başvurmaya dahi gerek olmadığı-

Tasfiye edilen şirket- Kamu kurumu- Yargılama gideri

Tasfiye edilen şirketin kişiliğini üstlenmediği gibi borçlarından da sorumlu olmadığı, kamu kurumu niteliğinde olduğu, ancak bir zarar hâlinde devlet aleyhine tazminat talep edilebileceği, bu nedenle iflas müdürlüğünün yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağı-

İzmir'in Kurtuluşu

İzmir'in Kurtuluşu

Tahliye davası-Yeni malik yönünden kiralananın tahliyesi-Ödenmeyen kira alacağı-Tarafta değişiklik

Davanın açılmasından sonra kiralananın satılmasıyla önceki malikin kiraya veren sıfatı kalmadığından tahliye isteminin reddi gerekirken, yeni malik yönünden kiralananın tahliyesine ilişkin verilen karar da usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirdiği- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazının incelenmesine şimdilik gerek görülmediği-

Fatura- Mal teslimi- İspat- Yetkili kişi- Azil

Faturanın, mal teslimini tek başına kanıtlamayacağı- Bahsi geçen faturanın düzenlendiği tarihte davalı şirketi temsilen mal teslim almaya yetkili olup olmadığının tespitine yönelik olarak, dava dilekçesinde tanık olarak gösterilen adı geçenin dava konusu alacağın dayanağı olan malzemeleri teslim alıp almadığı konusunda tanık sıfatı ile beyanının alınması, aynı şekilde bilirkişi marifeti ile ...'un belediye çalışanı olarak kaydının göründüğü mal teslimine yakın tarihlerde davalı şirketin başkaca malzemelerini teslim alıp almadığı, bu şekilde davalının, malzemelerin teslim alınmasında ve teslim edilmesinde ...'a rıza gösterip göstermediği, başka bir anlatımla adı geçenin mal teslimi konusunda yetkili olup olmadığı konusunda inceleme yapıldıktan sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-

Kadastro- İstinaf- Kesinlik sınırı- Zaman bakımından uygulanma

Kararın denetlenmesini talep etme hakkının, hukuki güvenlik, hukuki belirlilik ve hakkaniyet gereği olduğu; HMK ile düzenlenen istinaf kesinlik sınırı ile ilgili maddenin kadastro işlemlerinden doğan davalarda kesinlik sınırının ne yönden belirleneceğinin açık bir biçimde belirlemediği ancak bu tereddütlerin, 7251 sayılı Kanun'un 53 üncü maddesi ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen ek 6 ncı madde ile ortadan kaldırıldığı- 3402 sayılı Kanun'un ek 6 ncı maddesinin, geçmiş dönemdeki farklı yorumları nihayete erdirip miktar itibarıyla kesinlik sınırının kadastro işlemlerinden kaynaklanan davalarda uygulanmayacağını açık bir biçimde düzenlediği- 3402 sayılı Kanun'un ek 6 ncı maddesinin geçmişe etkisi hakkında bir düzenleme bulunmasa da; hükmün gerekçesinden anlaşılacağı üzere madde hükmünde belirtilen davalar yönünden kanun yolu incelemesine dair uygulamada ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi amacının, hükmün zaman bakımından uygulanması sırasında göz önüne alınmasını gerektirdiği- Somut olayda; 3402 sayılı Kanun'un ek 6 ncı maddesinin, davanın bünyesindeki kendine has özellikleri ile verilecek kararın etki edeceği kamusal menfaat ve hükmün amacı göz önüne alındığında, adil yargılanma hakkının ve hukuki güvenliğin tesisi için somut olayda uygulanması, maddenin ihdas amacı ile hakkaniyet gereği olduğu- Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında; 3402 sayılı Kanun'un ek madde 6 hükmünün geçmişe etkili olarak düzenlenmediği, bu sebeple somut olayda uygulanamayacağı, 6100 sayılı Kanun'un 448 inci maddesi kapsamında İlk Derece Mahkemesince kararın verilmesi ile usul işleminin tamamlandığı, kararın verildiği tarihte miktar itibarıyla kesin olduğu, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı, temyiz sınırı bakımından taşınmazlarla ilgili bir ayrımın mevcut olmadığı, kesin olan bir kararın doğuracağı usuli kazanılmış hakkın nazara alınması gerektiği, kanun koyucu tarafından tanınmayan kanun yoluna başvuru hakkının yargı kararlarıyla tanınamayacağı, bu nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de bu görüş, Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-

İflas kayıt kabul davası-Arabuluculuk- Dava şartı-Hak düşürücü süre

İflas kayıt kabul davası açılmadan önce arabuluculuğa başvurunun dava şartı olmadığı- Dava şartı olmamasına rağmen arabuluculuğa başvurulmuşsa dahi dava açmaya ilişkin hak düşürücü sürenin işlemeyeceği-

İş sözleşmesi-İşçinin diplomasının sahte olması-Ücret ödemeleri-Ücretlerin iadesi

İşçinin diplomasının sahte olduğu ve belgenin sahte olmasının taraflar arasındaki ... ilişkisini yok hükmünde ya da mutlak butlanla batıl hâle getirmeyeceği ancak belgenin sahte olmasının ... sözleşmesinin feshine ilişkin sonuç doğurabileceği, ... ilişkisi içerisinde meydana gelen yükümlülükler yönünden tarafların sorumlulukları devam edeceğinden davalı işçi açısından bu sürece dair aldığı ücret ödemelerinin iadesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı-

Hekime karşı açılan rücu davası- Yargılama gideri-

7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na 12/5/2022 tarihli ve 7406 sayılı Kanun’un 15. maddesiyle eklenen geçici 13. maddenin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğu- Kamu kurumlarının karşılaştığı yargılama giderlerinin azaltılması yönünde -harç muafiyeti gibi- bazı düzenlemelerin yapılması makul kabul edilebilirse de bunun yargılamanın diğer tarafı olan özel hukuk kişilerinin haklarının göz ardı edilerek öngörülmesinin mümkün olmadığı-

30 Ağustos- Zafer Bayramı

30 Ağustos Zafer Bayramı'mızun 102. Yıl dönümü kutlu olsun.