İçerik Akışı
Eser sözleşmesi- İş kazası- Tazminat- İşçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı
Eser sözleşmesinin ifası sırasında meydana gelen iş kazası nedeniyle vefat eden kişinin mirasçılarının maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davada eser sözleşmesi ilkeleri gözetilmeden sadece işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı ilkeleri doğrultusunda, olaya etkili kusur durumu ve oranları dikkate alınarak, hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası- İspat yükü- Borçlunun, taşınmazını üçüncü kişi lehine rehin vermesi-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davasında, şikayetçinin taraf olmadığı alacaklı ile borçlu arasında düzenlenen rehin gibi resmi belgeler bulunması halinde dahi şikayet edilen alacaklının alacağını başka delillerle ispatlaması gerektiği- Rehin tarihi itibariyle rehin veren banka borçlusu A.Ş'nin lehine rehin verilen davalıya bir borcu bulunmadığı- Sıra cetvelinin düzenlendiği tarih itibariyle kayıtlarda bulunan rehin bedeline göre oldukça az miktarda olan alacağın sonuca etkisi bulunmadığı- Kendi borcunu ödemede temerrüde düşen borçlunun, taşınmazını üçüncü kişi lehine rehin vermesinin muvazaa yapıldığına karine olduğu- " İtiraza konu alacağın noterlik tarafından yapılmış rehin sözleşmesine dayalı olduğu, rehin sözleşmesinin resmi belge vasfında bulunduğu gibi sözleşmeye konu alacak ve ilişkinin de ispat külfeti kendisinde olan davalının ticari defter ve kayıtlarıyla doğrulandığı, davalı alacağının muvazaalı olmadığının" kabul edilemeyeceği- Mahkemece; davacının davasının kabulü ile sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Kira alacağı- (5 yıllık) zamanaşımı- İtiraz sebepleriyle bağlılık- Artışsız ödenen kira paralarının ihtirazı kayıt ileri sürülmeden alınması- İtirazının kaldırılması- Tahliye- İcra inkar tazminatı-
Gerek itiraz, gerekse cevap dilekçesinde (5 yıllık) zamanaşımı itirazında bulunmayan borçlunun itiraz sebepleri ile bağlı olduğu (İİK 63), yargılama sırasında itiraz sebeplerini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği- Kira paralarının davalı tarafından davacının banka hesabına artışsız olarak ödenmesi ve ödenen tutarların ihtirazı kayıt ileri sürülmeden alınmış olmasının davacının artış koşulundan vazgeçtiği ve taraflar arasında bu yolda zımni bir anlaşma olduğu şeklinde yorumlanamayacağı- Davalı kiracı, takibe konu borcu ödediğini kanıtlayamadığından ve temerrüt olgusu gerçekleştiğinden, taleple bağlı kalınarak davalının itirazının kaldırılması ile kiralananın tahliyesine, asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Tasarrufun iptali davası- Alacağın gerçekliği-
Tasarrufun iptali da davasında, alacağının gerçek olduğunu ispat yükümlülüğünün davacıya ait olduğu- Davalı üçüncü kişiler "gerçekte olmayan bir alacak için senet düzenlendiğini" savunmuş olup borçluya ait şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde de "davacı ile bir ticari ilişkiye rastlanmadığının" tesbit edildiği, borç kaynağı bonolarda "senetlerin 'malen' veya 'nakten' verildiğine" ilişkin bir açıklamanın yer amadığı, davacı vekili, "müvekkilinin, borçlunun ortağı olduğu şirketlere yatırım desteği sağlamak konusunda borçluyla protokol akdedildiğini, bu protokol gereğince; müvekkilinin finansman sağlayacağını, borçlunun da müvekkile bunun karşılığında hisse devredecek veyahut da kar payı vereceğini, bu protokoldeki yükümlülüklerine ilişkin olarak da yatırımlar karşılığında borçlu senetleri tanzim ederek müvekkile verdiğini" belirtmişse de, anonim ve limited şirketlerde hisse devri belirli bir şekle tabi olmasına karşın, davacı vekilinin iddialarını ispatlayıcı yönde dosyaya bir bilgi ve belge sunmadığı, yurtdışında yaşayan davacının borçluya verildiği iddia edilen toplam 7.500.000,00 USD gibi büyük paranın yurt dışından ne şekilde transfer edildiğine ve borçluya verildiğine ilişkin bir belge sunmadığı uyuşmazlıkta, alacağının gerçekliğini ispat yükü altındaki davacının bunu yerine getirmediği ve davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği-
Görevsizlik kararı- Görevsizlik kararı kesinleşmeden arabuluculuğa başvurulduğu iddiası-
Görevsizlik kararı üzerine görevli asliye ticaret mahkemesinde bakılan dava yeni bir dava olmayıp önceki davanın devamı niteliğinde olduğundan ve görevsiz asliye hukuk mahkemesinde açılan davadan önce arabuluculuğa başvurulmadığından davanın usulden reddi gerektiği- "Asliye hukuk mahkemesine verilen görevsizlik kararı üzerine, henüz dosya asliye ticaret mahkemesine gönderilmeden ve görevsizlik kararı kesinleşmeden dava şartı arabuluculuğun taraflarınca yerine getirildiğine" ilişkin istinaf/temyiz sebeplerinin yerinde olmadığı-
Hata- Kişiliğin ölümle sona ermesi- Tapu iptali ve tescili-
Hatanın (yanılmanın) esaslı kabul edilebilmesi için hem yanılgıya düşen taraf yönünden (subjektif unsur) hem de iş hayatındaki dürüstlük kuralları yönünden (objektif unsur) hataya düşülmese idi böyle bir sözleşmenin hiç veya açıklanan biçimde yapılmayacağının ispatlanmasının zorunlu olduğu- Davalının yargılama sırasında öldüğü, terekesinin mirasçılarına intikal ettiği, kişiliğin ölümle sona ermesinden dolayı ölü kişi hakkında iptal tescil hükmü kurulamayacağı, ölü kişi hakkında iptal tescil kararı verilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Adi ortaklık- Husumet
Somut olayda genel haciz yolu ile ilâmsız icra takibinde alacaklı takip talebinde borçlu olarak gösterilen adi ortaklık yanında davalı ...'in ismi de belirtilmiş olup diğer ortak olan ... ...'den de "ortağı" ifadesiyle bahsedildiği; davalı ... ... de her iki ödeme emrinin tebliğine itiraz ederek husumetin kendisine yöneltildiğini kabul ettiğinden itirazın iptali davasında da adi ortaklığın tüm ortaklarının yargılamaya katılımları sağlandığına göre husumetin adi ortaklığın her iki ortağına da yöneltildiği kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati tedbir- Zarar- Geçici kanuni ipotek şerhi- Tazminat
Taşeron tarafından arsa sahibine karşı açılan davanın, geçici şerh talepli dava olmadığı arsa sahibi hakkında 26.12.2008 tarihinde ihtiyatî tedbir niteliğinde geçici kanuni ipotek şerhi tesisine karar verilmiş, uyuşmazlığa konu bu davada ise davacı, söz konusu tedbir nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararın tahsilini talep ettiğinden yüklenici, taşeron ve arsa sahibi arasındaki sözleşmeler ile haksız ihtiyatî tedbirin şartları da değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, dosyada verilen kararın gerekçe kısmında, her ne kadar yargılama sırasında konulan geçici şerhin kesin şerhe dönüşeceğinden hüküm kısmında ayrıca bu hususa değinmeye gerek olmadığı belirtilmiş ise de, mahkemece hüküm kısmında kanuni ipotek talebi ile ilgili olarak karar verilmediği, bu nedenle kesin hükmün şartlarının oluşmadığı, açıklanan nedenlerle direnme kararı yerinde görülerek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın esası yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği görüşü ile dosyada yüklenici aleyhine hükmedilen bedel ile tedbire konu olan ve satışı yapılan taşınmazların değerinin aynı olduğu, davacının zararını ispatlayamadığı, tazminat talep etme şartlarının oluşmadığı, açıklanan nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüşlerin Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Mükerrerlik - İcra Dairesi - Şikayet - 12. HD İÇTİHAT DEĞİŞİKLİĞİ
İlamsız icra takiplerinde mükerrerlik iddiası, borca itiraz niteliğinde görülerek, bu itirazın İİK’nın 62. maddesi gereğince icra dairesine yapılması gerektiğine dair görüş istikrarlı şekilde uygulanmış ise de derdestliğin HMK’da dava şartı olarak düzenlenmesine ve bu hususun Yargıtay Büyük Genel Kurulunun içtihadı birleştirme kararı ile de benimsenmesine paralel olacak şekilde görüş değişikliğine gidilerek, icra takibinin ilamlı ya da ilamsız olduğuna bakılmaksızın, mükerrer takibin iptali talebinin, takip şartı olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak İcra mahkemesine şikayet yolu ile getirileceği, söz konusu şikayetin ise süresiz olarak ileri sürülebileceği-
Eser sözleşmesi- Temerrüt faizi- İtirazın iptali-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye hak ediş bedeli alacağına ilişkin itirazın iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; bölge adliye mahkemesince davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunmadığı gerekçesiyle bu iddiasını değerlendirmemiş ise de, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde işlemiş faiz yönünden itirazının bulunduğu, bu faiz yönünden yapılan temyiz itirazı incelendiğinde, davalı tarafın davacı tarafa bakiye iş bedeli alacağı yönünden ihtarname gönderdiği ve davalı tarafın temerrüde düşmüş olduğu, asıl alacağa işlemiş faiz yönünden hesaplama yapılırken davalının temerrüde düştüğü tarih ile takip tarihi arasında hesaplama yapılması gerekirken, temerrüde düşürülme tarihi dikkate alınmadan hüküm verilmesinin bozmayı gerektirdiği-