Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı S.. K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalı borçlu M.. K..'nun, müvekkili banka lehine 31.1.2001 tarihinde 1.derece 50.000 TL ipotek tesis ettiği taşınmazı 25.6.2009 tarihinde oğlu davalı S.. K..'ya sattığını, müvekkili tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sırasında taşınmazın 6.1.2012 tarihinde 146.100 TL bedelle dava dışı 3.kişi şirkete ihale edildiğini, davalı borçlunun 16.2.2012 tarihli muvafakatnanesi gereğince satış bedelinin tamamının müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğini,ipoteğin limit ipoteği olması nedeniyle 76.000 TL rehin açığı olduğunu belirterek davalılar arasındaki satış işleminin iptaline, iade edilen bedelin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu M.. K.., Kırklareli Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin ihalenin feshi davası açıldığını ve derdest olduğunu, davacının ihalenin feshi davasının uzatmak amacıyla bu davayı açtığını, aciz halinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı S.. K.. vekili, Kırklareli Mahkemelerinin yetkili olduğunu,aciz belgesi sunulmadığını, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin ihalenin feshi davası açtıklarını sonucunun beklenmesi gerektiğini, taşınmazı ipotekle aldıklarını ve satış işleminin gerçek olduğunu, borçlunun aciz halinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre;dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu,davalıların baba-oğul olduğu,davalı borçlunun 16.2.2012 tarihli dilekçesiyle satışın mal kaçırma amacıyla yapıldığını beyan ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun Edirne 2.İcra Müdürlüğünün 2009/5940 sayılı dosyasındaki borç ve ferilerine yetecek oranda iptaline, davacıya cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm davalı S.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için,davacının borçludaki alacağının gerçek olması,borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı bankanın 31.1.2001 tarihli 1.derece 50.000 TL ipoteği mevcut olup anılan taşınmaz davacı bankanın ipoteği ile birlikte 25.6.2009 tarihinde borçlu tarafından davalı S.. B.. 'a satılmıştır.Davacı tarafından 31.5.2010 tarihinde Edirne 2.İcra Müdürlüğünün 2010/ 5940 sayılı dosyası ile 62.142 TL alacak tutarı üzerinden davalılar Muhammer ve S.. K.. aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmış ve dava konusu taşınmaz 6.1.2012 tarihinde 146.100 TL bedelle 3.kişiye ihale edilmiştir.Davalı S.. K.. tarafından ihalenin feshi davası açıldığından ihale henüz kesinleşmemiştir. Davacı bankanın ipoteği limit ipoteği olup ipotek miktarından davalılar Muhammer ve taşınmazın yeni maliki S.. B.. birlikte sorumludur. 2010/5940 sayılı icra takibi ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılmış olmakla taşınmazın satış bedeli ipotek miktarını karşıladığından eldeki davanın hukuki yarar yokluğunda; rehin açığı belgesi alınarak davalı M.. K.. aleyhine yapılmış yeni bir takip bulunmadığından aynı zamanda dava koşulu yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmeyen gerekçeyle davanın kabulü isabetli görülmemiştir.
17. HD.'nin 11.11.2014 tarihli kararını ayrıntılI görüntülemek için tıklayın.