İçerik Akışı
Orman kadastrosuna itiraz-
Mahkemece yapılan eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporu ile çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının ve hukukî durumunun belirlenemeyeceği-
İstinaf mahkemesince yeniden hüküm kurulması- İnfazı kabiliyeti- İnfazda tereddüt-
İstinaf isteminin kısmen bile kabulüne karar verilecek olsa dahi, şayet yeniden hüküm kurulacak ise, ilk derece mahkemesi kararının tamamen kaldırılması ve tüm hükümlerin yeniden kurulması gerektiği, aksi halde, aynı dosyada infazı kabil birden fazla kararın ortaya çıkması tehlikesine ve infazda tereddüte sebebiyet verilebileceği- İlk derece mahkemesi kararı hakkında kısmen esastan ret, kısmen kabul verilip, sadece kabul olunan kısım yönünden kararın kaldırıldığı hallerde, böyle bir kararın bozulması durumunda bozma sonrası davaya bakacak mahkeme konusunda da belirsizlik ortaya çıkabileceği- İstinaf başvurusu, dava konusu araç ve hükmedilen alacağa işletilen faizin başlangıç tarihi yönünden kabul edilerek karar düzeltilip yeniden hüküm kurulurken, davalı vekilinin bu hususlar dışında kalan istinaf isteminin esastan reddine şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesince yeniden kurulan hükümde "hükmedilen alacağa işletilen faizin başlangıç tarihi yönünden karar tarihinden itibaren" ifadesi kullanılmışsa da, infazda tereddüt yaratacak şekilde karar tarihinin belirtilmemiş olmasının da hatalı olduğu-
Dava şartı- Hukuki yarar
Davacı adına yıllık izin ücret tahakkuku yapıldığına ilişkin harcama belgesinin, ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş ise de; ödeme belgesi mahiyetinde kabul edilmesi gerekeceği, ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınmasının gerekli olduğu, bu sebeple davalı tarafa, ibraz ettiği belgenin aslını ve tahakkuk ettirilen miktarın davacıya ödendiğine ilişkin banka dekontunu sunması için süre verildikten sonra davacı işçiden, davalının savunmasına ve sunulan ödeme belgesine karşı diyeceklerinin sorulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İşçilik alacakları- Organik bağ-
Davacının her iki işyerine giriş ve çıkış tarihleri arasında arasında boşluk bulunmaması, çalışılan işyerlerinin adres mahalle ve sokak bilgilerinin aynı oluşu, her iki şirket arasındaki isim benzerliği, şirket ortakları ve yetkililerinin benzer oluşu, yargılama sırasında dinlenen tanığın anlatımı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirket ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu- Davacı dava dilekçesinde, "... tarihinden itibaren davalıya ait işyerinde aralıksız olarak çalıştığını" ileri sürmüş olup, bu bilgilere göre davacının gerçekte baştan itibaren davalı şirket bünyesinde çalıştığı halde, dava dışı şirket kayıtlarında sigortalı olarak gösterildiğinin kabul edilmesi gerektiği- Her iki şirket arasında organik bağ bulunduğu ve davalı şirketin davacının (... tarihleri arasındaki) tüm çalışma süresinden sorumlu tutulması gerektiği-
Trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası- Kira sözleşmesiyle aracın zilyedi olan davacının talep hakkı-
Zilyedin idaresindeki aracı, aldığı gibi hasarsız biçimde araç malikine teslim etme zorunluluğu bulunduğu- Kira sözleşmesiyle aracın zilyedi olan davacının, aldığı şekliyle teslimle yükümlü olduğu araçta oluşan ve zarardan sorumlu olan (işleten ve sürücüsü) davalı tarafından giderilmeyen bakiye hasar bedelini talep hakkı bulunduğu- Davacı tanıkları tarafından, kaza günü 11 araçlı tur düzenlendiği, kazada yaralanan kişilerin olması ve kazanın etkisiyle diğer araçlardaki müşterilerin de turun iptalini istemeleri nedeniyle, 11 araçlık turun tamamının iptal edildiği beyan edilmiş olup, sadece tanık anlatımlarına dayalı olarak iddia edilen kazanç kaybının varlığı kabul edilemeyecekse de, tacir olan ve ticari faaliyet olarak turistik geziler düzenleyip kazanç elde eden davacının, bu faaliyetlerinin süreklilik arz ettiği ve davaya konu kazadan önce de aynı işi yapıp gelir elde ettiği dikkate alınarak bu yönde gerekli araştırmanın yapılması gerektiği- Mahkemece; konusunda uzman mali müşavir bilirkişiden, tacir olan davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması ile kazanın meydana geldiği Ağustos ayından önceki ayda (turizm sezonu olan Temmuz ayı olduğundan menfaat dengesine uygun düşeceğinden) davacının günlük ortalama kazancının ne kadar olduğu (tüm maliyetler düşüldükten sonra) konusunda rapor alınması gerektiği-
Tasarrufun iptali- Bedel farkı- Hangi ödeme ve işlemlerin dava konusu için ödeme olarak kabul edileceği-
Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı üçüncü kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanmasının mümkün olduğu ve bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığının değerlendirilmesi gerektiği- Üçüncü kişinin (ve yakınlarının) bankadan çektiği ya da havale ettiği paraların da borçluya ödenen para olarak kabul edilmesi gerektiği- İcra takibi sırasında yapılan fiili hacizde haczi kabil başkaca ekonomik değeri olan mahcuz bulunamadığı belirlenmiş olup, tasarruf, haciz tarihinden geriye doğru 2 yıl içinde kalmadığında, bedel farkından dolayı iptale karar verilemeyeceği- Mahkemece; davalılar arasında İİK. mad. 280/1 uyarınca, arkadaşlık, akrabalık, ticari ilişki veya komşuluk olup olmadığı, üçüncü kişinin, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığı irdelenmemiş olup, davalı üçüncü kişi, dava konusu taşınmazın yanında bulunan komşu parsellerin sahibi olduğunu ve parselleri birleştirmek için taşınmazı satın aldığını beyan etmiş olduğundan, bu husus da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo Senetleri- Yetki Sözleşmesi- Avalist
Kambiyo senetlerinin özelliği gözetildiğinde anılan yetki sözleşmesinin avalistleri de bağlayacağı-
Failin öğrenilme tarihi- İşyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemi davada zamanaşımı-
Failin öğrenilme tarihinden itibaren dava tarihine kadar (eBK. mad. 60) 1 yıllık süre geçmemiş olduğundan, işyeri sigortasından kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan dava- Islah- Faiz-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkin davada, ıslah dilekçesine konu edilen kısım için de sigorta şirketi bakımından dava tarihinden, diğer davalılar bakımından olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği-
BAM tarafından istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi halinde tehiri icra (Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasındaki uyuşmazlığın Yargıtay 12. HD.'nce giderilmesine dair karar)-
İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulması sırasında tehiri icra talep edilmesi ve icra müdürlüğüne başvurularak gerekli teminatın yatırılması halinde icra müdürlüğünce Bölge Adliye Mahkemesinden tehiri icra kararı getirmek için süre (mehil vesikası) verilmesinin gerektiği, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından takibe dayanak ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi durumunda, bu karara karşı temyiz yolunun açık olması ve tehiri icra talepli temyiz dilekçesi verilmesi halinde de, icra müdürlüğünce Yargıtay’dan tehiri icra kararı getirmek için süre (mehil vesikası) verilmesi gerektiği-