İçerik Akışı

İşten ayrılma kodu bildirimi- Tespit davası- Eda davası- Dava şartı- Davanın konusuz kalması- Hukuki yarar-

Davacı tarafça, "işten ayrılış bildirgesinde işten ayrılış neden kodunun -29- olarak gösterilmesinin mağduriyetine neden olacağı" iddia edilerek "işten ayrılma kodu bildirimi işleminin haksız olduğunun tespiti ve iptali" talep edilmiş ise de; dava tarihi itibarı ile herhangi bir mağduriyetin söz konusu olmadığı, buna ilişkin somut bir delil sunulmadığı gibi, somut bir vakaya da dayanılmadığı, taraflar arasındaki alacak davasında da kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti yönünden davanın kabulüne karar verildiği ve kararın istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşıldığından, dava tarihi itibariyle eda davası yerine, tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı-

İhalenin feshi- Satışın durdurulması-

İcra mahkemesine yapılan itirazın icrayı ve satışı durdurmayacağı, İcra mahkemesinin geri bırakılma isteminin reddine ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvuran borçlu veya üçüncü şahısın, takip konusu alacağın yüzde onbeşi nispetinde teminatı yatırmadığı takdirde de satışın durmayacağı- Usulüne uygun biçimde gerçekleşen ihaleden sonra icra takibinin iptal edilmesi, icranın geri bırakılması veya alacaklının takip dosyasından feragat etmesi halinde dahi bu hususların ihalenin feshi nedeni yapılamayacağı-

Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması- Organik bağ- Alacakların temlik alınması- Akrabalık bağı- Faaliyet konularının benzerliği-

Davalıların, dava dışı borçlu şirketin ne ortağı, ne kefili, ne de yöneticisi oldukları, icra dosyalarında alacakların temlik alınması, akrabalık bağı, dava dışı şirket ortağı ve kefilinin bir dönem davalı şirkette çalışması, dava dışı borçlu şirket ile davalı şirketin faaliyet konularının benzer olması, dava dışı şirket borcundan dolayı hacizli taşınmaz üzerinde davalı şirket unvanına benzer bir şirketin faaliyet göstermesinin "tüzel kişilik perdesinin kaldırılması" ya da "organik bağın" varlığının kabulü için yeterli olmadığı- Temlik işlemleri nedeniyle zarara uğradığını iddia eden davacının her bir işlemin iptalini talep edebileceği-

Menfi tespit davası- Kararın kesinleşmesi- İcra işlemlerinin durması-

Davanın İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu değerlendirilerek yasada öngörülen 15 günlük süre geçtikten sonra dava açıldığı tespit edilmek suretiyle davanın süreden reddine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince ise; davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle menfi tespit davasının İİK'nun 89/3. maddesi kapsamında olmayıp İİK'nun 72. maddesi kapsamında olduğu değerlendirilerek sonuca gidildiği, oysa İİK'nun 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davasında; davanın red veya kabulü yönünde kanunda bir ayrım olmadığı, aksine her halükarda, cebri icra işlemlerinin kararın kesinleşmesine kadar duracağının belirtildiği, genel mahkemede menfi tespit davasında tedbir kararı verilmesi için teminat alınmasının da sonuca etkili olmadığı-

Haczedilmezlik şikayeti- Paylı mülkiyet-

Paylı taşınmazlarda, her paydaşın (borçlunun) meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu, iddianın, haczedilmezlik şikayetinde bulunan borçlunun (paydaşın) sosyal durumuna göre inceleme yapılıp paya isabet eden değerden, haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi gerektiği-

Tasarrufun iptali davasındaki (haksız) ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi-

Tasarrufun iptali davasının reddedilmesi ile haksız olduğu anlaşılan (ihtiyati) haciz nedeniyle, davacı şirketin, dava dışı bankaya teminat mektubu karşılığı depo ettiği ve kullanamadığı paranın ihtiyati haczin konulduğu ve kaldırıldığı tarihler arası işlemiş faizlerinden oluşan zararının ve dava dışı bankaya ödemek zorunda kaldığı teminat mektubundan kaynaklı komisyon bedelinin maddi zarar olarak kabulü ile bu miktarların iptal davasında davacı olarak yer alan bankadan tahsiline karar verilmesi gerektiği-

Kıymet takdirine itiraz- İki yıllık sürenin başlangıcı (İİK. 128/a)-

Borçlunun kıymet takdirine itiraz etmesi üzerine, icra mahkemesince hükme esas alınan raporda bilirkişiler tarafından "şikayet tarihi itibari ile değerleme yapılmış olduğu" açıkça belirtildiğinden, iki yıllık sürenin (İİK. 128/a), bu değerleme tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği-

Ticari davalar- Menfi tespit davaları- Arabuluculuk dava şartı-

Menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı-

Markaya tecavüz ve haksız rekabet- Marka hakkının ülkeselliği prensibi-

Davalılarca ithal edilerek piyasaya sunulan dava konusu “enerji içeceği” ürününde kullanılan “enerji ... (bilinen bir başka markaya benzeyen bir marka) +Şekil” ibareli ve bu emtiaya benzer sınıflarda tescilli markanın bulunmadığı ve marka hakkının ülkeselliği prensibi gereğince Avusturya'daki marka tescilinin bir başkasının markasına tecavüz teşkil edecek şekilde Türkiye'de kullanılmasına imkân vermeyeceği esastan reddedilen haksız rekabet davasının incelenmesi için özel daireye gönderilmesi gerektiği-

Alacak miktarının açıklanması- Islah-

HUMK döneminde dava dilekçesinde davacının talep ettiği alacak miktarını göstermeden sadece davanın harca esas değerini göstererek açtığı davada, mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, ıslah dilekçesi nitelendirmesiyle verdiği dilekçede talep ettiği alacak miktarını açıklayıp, bu miktara ilişkin nispi peşin harcı da tamamladığı, davacının bu talebi ıslahla talep miktarının arttırılması niteliğinde olmayıp, talep ettiği alacak miktarının açıklanması niteliğinde olduğu; bu nedenle dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep hakkının saklı tutulup tutulmamasının hukuki öneminin bulunmadığı, "talebin açıklanması" niteliğindeki işlemin hukuken geçerli olduğu halde mahkemece işlemin "ıslah" kabul edilerek hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğu-