İçerik Akışı

Vekilin fiilinden dolayı asilin cezalandırılmayacağı- Hakikate muhalif beyanda bulunanların cezası-

Haciz ihbarnamesine vekil aracılığı ile itiraz edildiği ve vekilin fiilinden dolayı asilin cezalandırılmayacağı gerekçesi ile sanığın beraatına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilemeyeceği- İİK’nın 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteği ile birlikte aynı kanunun 89/4 maddesi uyarınca da tazminat talep edildiği, itirazın vekil tarafından yapılması durumunda dahi tazminat şartlarının doğmasına engel bir durum bulunmadığından, aynı kanunun 89/4 maddesindeki “îcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü ile Harçlar Kanunu’nun 32. maddesinde yer alan “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz.” hükmü uyarınca tazminata ilişkin dava ile ilgili olarak, yargılamanın yapılabilmesi için harcın yatırılması gerektiği cihetle, şikayetçi vekiline eksik dava harcı yatırması hususunda süre verilerek sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekeceği-

Menfi tespit davası- Arabuluculuk- Dava şartı- Dava çeşidi- Dava konusu-

Ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı- TTK. 5/a maddesinde getirilen düzenlemenin dava çeşidine mi yoksa dava konusuna mı ilişkin olduğu?-

Kooperatiflerin/yapı kooperatifleri tacir sayılır mı?

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nca yapılan duyuru

Alacaklısından mal kaçırmak kastıyla mevcudunu eksiltme suçu- Muhafaza görevini kötüye kullanma suçu- Aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırma suçu- İstinaf/temyiz-

Sanığa yediemin olarak teslim edilen menkul malların muhafazası için gidildiğinde mahallinde bulunamaması, İİK’nın 331/1. maddesinde düzenlenen “alacaklısından mal kaçırmak kastıyle mevcudunu eksiltmek” suçunu oluşturmadığı, 5237 sayılı TCK’nın 289/1. maddesinde düzenlenen “muhafaza görevini kötüye kullanma” suçunu oluşturacağı, bu nedenle sanığın isnat edilen suçtan beraatine karar verilmesi gerekeceği- Temyiz incelemesine konu edilen suçun İİK'nun 332. maddesi kapsamında kalan ve kanunda üst sınırı altı aya kadar hapis cezasını öngören, “Aczine kendi fiiliyle sebebiyet veren veya vaziyetinin fenalığını bilerek ağırlaştırma" ve 333/a maddesi kapsamında kalan ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar hapis cezasını öngören, “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi" suçlarını oluşturduğu gözetildiğinde; 5271 sayılı CMK'nun 286/2-d maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığı cihetle, yapılan temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nun 298/1. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, reddine karar verilmesi gerekeceği-

Konkordato- Davadan feragat-

Konkordato mühleti talep edildikten sonra koşulların oluşması halinde, davadan feragat edilse de, iflas kararı verilmesi gerektiği-

Menfi tespit davası- Kötü niyet tazminatı

Menfi tespit davasının kabulüne karar veren mahkemenin, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğu kanısına varması halinde, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfi tespit davası nedeniyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar vermesi gerekeceği- Eldeki somut davada, alacağını devreden davalı banka takibinde haksız ise de, kötü niyetli olmadığından davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-

Adana Barosu'nda Konferans Duyurusu

İcra Hukukuna İlişkin Son Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi

Taraflarca getirilme ilkesi- İspat yükü- Muris muvazaası- Tapu iptali ve tescili-

Muris muvazaasına ilişkin davada mahkemenin, kolluk tarafından bildirilen mahalli bilirkişileri dinleyip beyanlarını "tanık" beyanı olarak nitelendirmek suretiyle hükmüne esas alması isabetli midir?

Tasarrufun iptali- Üçüncü kişi davalı banka- Bankanın lehine ipotek bulunan taşınmazı devralması- Alacağa karşılık taşınmaz devri- Mutad ödeme-

Üçüncü kişi davalı bankanın lehine ipotek bulunan taşınmazları davalı borçlu şirketin kredi borcuna karşılık satın alması halinde, alacağına karşılık taşınmaz devri "mutad ödeme" olarak kabul edilebilir mi?

Eser sözleşmesi- İş bedelinden doğan alacak- Sözleşmenin feshinden kaynaklanan cezai şart- Ardiye ücreti- Damga vergisi alacağı-

Temin ve teslim edilen malın denetim ve muayenesi ile ilgili yapılan düzenlemeler delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan mahkeme tarafından kendiliğinden gözetileceği- Sözleşme eki şartnamedeki prosedüre uygun olarak yapılan ilk muayene ve itiraz yapılmışsa itiraz üzerine ikinci muayene sonucu düzenlenen rapor, itiraz yapılmamışsa ilk muayene raporunun kesinleştiği gözetilerek davanın sonuçlandırılması gerektiği-