Sıra cetveline itiraz davalarının kural olarak genel mahkemelerde görüleceği ancak itiraz yalnızca sıraya yönelikse İcra Mahkemelerinin görevli olduğu- İpotek akdinde yer alan "rehin tesis edilen taşınmazın, bankanın, doğmuş ve doğacak diğer tüm alacaklarının da teminatını teşkil ettiğine" hüküm, yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
İş yeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlük tarihinden sonra açılmış olmasına ve HMK.'nun 4. maddesi hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'ndan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerektiği- Buzlanmadan kaygan olan karayolunda, yolun virajlı olması nedeniyle de araç sürücüsünün hakimiyetini kaybetmesiyle oluşan kazadan kaynaklı uyuşmazlığın adli yargıda görülmesi gerektiği- Davaya konu olayın "idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı" gerekçesiyle davalı idare yönünden yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
İdarenin hizmet kusuru nedeniyle maddi tazminat istemi-
İflas masasına kaydı istenen alacağın reddine dair kararın iptali istemine ilişkin başvurunun kayıt kabul niteliğinde olduğu ve iflas kararı veren Ticaret Mahkemesinde görülüp karara bağlanması gerektiği-
Davalı kooperatif tacir niteliği taşımadığından, nispi ticari dava da niteliğinde de olmayan taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacı ... şirketinin sigortalısının halefi olarak açtığı davada, dava dışı sigorta ettiren ile davalı arasında kira sözleşmesi bulunduğunun; davacı sigortalısı ile davalı arasındaki temel hukuki ilişkinin kira sözleşmesi olduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı, görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği, davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek; HMK'nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
"Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" şeklindeki dava şartının, re'sen gözetileceği- Derdestliğin olması için aynı davanın iki kez açılması gerektiği- Davanın açıldığı sırada görülmekte olan önceki dava henüz sonuçlanmamış olsa da, ön inceleme aşamasında, önce açılan davanın reddine ilişkin kararın kesinleştiği anlaşıldığından, mahkemece, "dava açıldığı sırada mevcut olan dava şartı eksikliği, ön inceleme aşaması öncesinde tamamlanmış olduğundan" ve "dava şartı noksanlığı giderildiğinden" işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-
Müstakil bütçeli bir kamu kuruluşu olmasına rağmen bütün işlemlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olan kuruluşların tacir statüsünde olduğu-
Hacizde borçlu şirket ve yetkilisi adına çok sayıda güncel evrak bulunması ve bulunan evrakların bir kısmının borçlu şirketin haciz adresinde faaliyet gösterdiğine karine teşkil eder mahiyette olması, haciz mahallinde hazır bulunanın bir süre  hem borçlu hem de üçüncü kişi şirketin yetkilisi olması ve davacı üçüncü kişi şirketin ortağı olması; yine hacizde hazır bulunan diğer kişinin bir süre borçlu ve üçüncü kişi şirket ortağı olması ve kardeşlik durumu gözetildiğinden, İİK. mad 97/a uyarınca, (borçlu, dolayısıyla) alacaklı yararına olan mülkiyet karinesinin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Haczedilen altınların muhafaza altına alınmayarak üçüncü kişi şirket yetkilisine yediemin olarak bırakılması halinde, fiilen el koyma ve icra dairesinde muhafaza edilme koşulları gerçekleşmemiş olacağından, altınlar yönünden geçerli bir haczin söz konusu olmayacağı, ve bu nedenle, bu hacze ilişkin istihkak davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-