Ticari taksi sahibi ile aracı kullanan şoför arasındaki ilişkinin, "iş sözleşmesi" veya "hasılat kirası" olduğu durumlar- Taksi şoförünün, araç sahibine her gün düzenli olarak yaptığı ödemeden geride kalanın kazanç olduğu bir ilişkide ekonomik riski taşıyanın şoför olduğu ve bu durumda taksi şoförü ile araç sahibine arasındaki ilişkinin iş ilişkisi olmayıp kira akdine dayandığı ve uyuşmazlığın iş mahkemelerinin görevi kapsamında olmadığı-
Mahkemece; davalının yönetimindeki binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçilmediği anlaşılmakla, KMK'nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle ana taşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılıp kullanılmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması gerekmesi nedeniyle uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceğinin mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması gerekeceği-
Mahkemece, davacı vekiline dava şartı olarak belirlediği gider avansına yönelik gider gerektiren işlemleri kalem kalem açıklamak, her kalemin miktarını ayrı ayrı göstermek suretiyle kesin süre verilmesi ve kesin sürede yatırılmamasının sonuçlarını da açıkça yazması gerekirken, kesin süre verilmeden doğrudan gider avansı eksik olduğundan davanın reddinin isabetli olmadığı-
Sıra cetveline itiraz davalarının kural olarak genel mahkemelerde görülürken itiraz yalnız sıraya yönelik ise görevli mahkemenin İcra Mahkemesini olduğu- Konut kredisi (tüketici kredisi) teminatını teşkil etmek üzere düzenlenen ipotek akdinde yer alan, "rehin tesis edilen taşınmazın, bankanın, doğmuş ve doğacak diğer tüm alacaklarının da teminatını teşkil ettiğine" dair hüküm, yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
Sıra cetveline itiraz davalarının kural olarak genel mahkemelerde görüleceği ancak itiraz yalnızca sıraya yönelikse İcra Mahkemelerinin görevli olduğu- İpotek akdinde yer alan "rehin tesis edilen taşınmazın, bankanın, doğmuş ve doğacak diğer tüm alacaklarının da teminatını teşkil ettiğine" hüküm, yanıltıcı mahiyette olduğundan tüketici olan borçlu açısından yazılmamış sayılarak sonuca gidilmesi gerektiği-
İş yeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin davada, davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlük tarihinden sonra açılmış olmasına ve HMK.'nun 4. maddesi hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'ndan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerektiği- Buzlanmadan kaygan olan karayolunda, yolun virajlı olması nedeniyle de araç sürücüsünün hakimiyetini kaybetmesiyle oluşan kazadan kaynaklı uyuşmazlığın adli yargıda görülmesi gerektiği- Davaya konu olayın "idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı" gerekçesiyle davalı idare yönünden yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
İdarenin hizmet kusuru nedeniyle maddi tazminat istemi-
İflas masasına kaydı istenen alacağın reddine dair kararın iptali istemine ilişkin başvurunun kayıt kabul niteliğinde olduğu ve iflas kararı veren Ticaret Mahkemesinde görülüp karara bağlanması gerektiği-
Davalı kooperatif tacir niteliği taşımadığından, nispi ticari dava da niteliğinde de olmayan taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-