Mahkeme, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama ve son sözlerini söyleme hakkı vermeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184. ve 186. maddelerinin emredici ve açık hükmünü uygulamadan hüküm verdiğinden hükmün münhasıran bozulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların ortak çocuğunun temyiz incelemesi aşamasında ergin olduğu anlaşıldığından davanın konusunun kalmamış olduğu-
Davalı erkeğe cevap dilekçesi tebliğ edilmeden, ön inceleme duruşması ve tahkikat duruşması yapılarak karar verilmiş olup bu şekilde tarafların ikinci dilekçelerini sunma hakları ortadan kalktığından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön inceleme aşamasına geçilemeyeceği ve açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Davalının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği- Davacı kadının ön inceleme aşaması tamamlanana kadar, davalının kendisine fiziksel şiddet uyguladığı vakıasına dayanmadığı, dayanılmayan bu vakıanın davalı erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre davalının boşanmaya sebebiyet veren vakılardan tamamen kusurlu bulunduğu- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre küçüklerin ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası çok olup, mahkemece hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Davacı kadının tazminat taleplerine ilişkin faiz talebi olmadığı halde talep aşılarak kadın yararına hükmedilen tazminatlara yasal faiz uygulanmasının doğru olmadığı- Davacı kadının almış olduğu emekli maaşının ne kadar olduğu, aldığı maaşın kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususuları araştırılarak, sonucuna göre yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesi gerekeceği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede sarsılması, davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiş olduğundan, boşanma isteğin reddi gerektiği-
Boşanma davasında denetime olanak verecek şekilde deliller tartışılarak ret ve üstün tutma sebepleri gösterilmeden, vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte de bulunulmadan, hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu ve tarafların kusur durumu kararda belirtilmeden, gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Ön inceleme duruşması yapılmadan, tensiple taraflara, dilekçelerinde göstermiş oldukları ve belge niteliğindeki delilleri sunmaları veya bulundukları yerlerle ilgili açıklamada bulunmaları ve tanık bildirmeleri için süre verilmesi sonuç doğurmayıp tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar belirlenmeden, taraflardan tanıklarının isim ve adreslerini göstermeleri de beklenemeyeceği-
Davacı erkek cevaba cevap dilekçesinde bildirmiş olduğu tanıklarının dinlenilmesinden açıkça vazgeçmediği gibi bu tanıklar yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesi koşulları da oluşmadığı ve davacı erkeğin açıkça vazgeçmediği bu tanıkları dinlenilmeden hüküm kurulması davacının hukuki dinlenilme hakkının (HMK m. 27) ihlali niteliğinde olup açıklanan sebeple bu tanıklar (HMK) 240 vd. maddeleri gereğince usulüne uygun davetiye ile çağrılarak dinlenilip, deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-