Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunu kabul etmişse de, tarafların kusurlarının neler olduğunu belirtmemesi ve ziynet alacağı davasının kabulüne ilişkin gerekçelerin karar yerinde gösterilmemesi halinde kararın usul ve yasaya aykırı olduğu-
Her iki boşanma davasının kabulüne ilişkin gerekçe ve taraflara yüklenen kusurlu davranışlar karar yerinde gösterilmeden gerekçesiz şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Dava dilekçesinin doğrudan davalının mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi sebebiyle tebliğ usulsüz olduğuna göre davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmeden 06.03.2015 tarihli duruşmada davaya cevap vermesi yönünde verilen iki haftalık sürede verdiği cevap dilekçesinin ve cevap dilekçesinde ileri sürülen yetki itirazının süresinde yapıldığının kabulü gerekeceği, bu sebeplerle davalının yetki itirazının hadise şeklide incelenerek esası hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Aile Mahkemelerince verilen kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde dosyanın yerel mahkemece temyiz isteminin reddine karar verilmeden Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, HUMK.nun -2494 s. K. ile değişik- 432/4. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere, dosya mahalline geri çevrilmeden, doğrudan doğruya Yargıtay'ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- Dava dilekçesi ile verilmesi halinde cevap dilekçelerinin karşılıklı olarak usulüne uygun şekilde tebliğ olunması, bu aşama tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün belirlenmesi, ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikata geçilmesi zorunlu olup, bu yasal zorunluluğun gereğinin yapılması gerektiği, kadının boşanma davasında davacı-davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ olunmadan, usulünce ön inceleme ve tahkikat duruşmaları yapılmadan davanın esası hakkında hüküm kurulmasının, kadının hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğu-
Mahkemece, tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasının davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle kabul edilmesinin; manevi tazminat istemine ilişkin davanın ise tarafların eşit kusurlu olduklarına kanaat getirildiğinin ifade edilmesinin, gerekçelerin kendi içinde çelişki yarattığından tek başına bozma sebebi olduğu-
Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile; kabule elverişli olmayan tanık beyanlarına, sebep ve saiki açıklanmayan izahlara dayanarak boşanma kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Taraflardan ve üçüncü kişilerden aktarılan olayların sabit kabul edilemeyeceği ve kusur belirlemesinde hükme esas alınamayacağı- Fiili ayrılığın tek başına boşanma sebebi olmayacağı-
Davacı murisin çocukları olan ve mirasçı olarak boşanma davasını takip eden kişilerin ile davalı ile aralarında ceza davası da olması halinde tanık olarak verdikleri beyana değer verilebilir mi?
Kadının davası temyiz edilmediğinden boşanma kararı kesinleşmiş olup, erkeğin davası yönünden boşanma davasının konusuz kaldığı, o halde erkeğin boşanma davası hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek dava tarihindeki ve haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekeceği-
Hakimin tarafların talep sonucu ile bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-
Mahkemece verilen ilk hüküm kadın yararına verilen manevi tazminatın fazla olduğu gerekçesiyle bozulmuş olup, maddi tazminat ise bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleştiği bu husus gözetilmeden kadın yararına verilen maddi tazminatın indirilerek kesinleşen konuda yeniden hüküm kurulmasının hatalı olduğu-