Bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle büyük önem taşıdığı- Temyiz kudretinin yokluğunun; yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, bunları belirlemenin hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirdiği- Hukuki ehliyetsizlik yönünden tarafların bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa miras bırakana ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kâğıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın Adlı Tıp Kurumu'na gönderilmesi, akit tarihinde miras bırakanın ehliyetli olup olmadığı yönünde rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde muvazaa iddialarının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile davacı mirasçıların açtığı muvazaaya dayalı tapı iptal ve tescil veya tenkis isteğinin reddine karar verilemeyeceği-
İdari karara dayalı cetvelin sicilde infazı sırasında, hak sahipliği listesi dışına çıkılarak kayıt oluşturulması Türk Medeni Kanununun 1025 (eski 933) maddesinde açıklandığı üzere yolsuz tescil niteliğinde olup bu durumda çekişmenin giderilmesinin adli yargının görevinde olduğu açık olduğundan, yolsuz tescil iddiasıyla açılan istek yönünden, iddia ve savunma doğrultusunda tüm delillerin toplanıp, sonucuna göre işin esası yönünden bir karar verilmesinin gerekeceği-
MK’nun 1007. Maddesinde düzenlenen zararın, taşınmazın tamamen davacının elinden çıktığı günde gerçekleşmiş olacağı, taşınmaz değerinin saptanmasında emsal metodunun uygulandığı durumlarda emsal taşınmaz ile dava konusu taşınmazın DOP düşülmüş imar parseli olup olmadığının araştırılması gerekeceği-
Hileli yollarla elde edilmiş taşınmaz mülkiyetinin iptali için açılan davalarda, her türlü delile başvurulabileceği-
Tapu iptali davasında ayrıca tescil isteğinde bulunulmamış olmasının, iptal davasının reddi için başlıbaşına bir sebep teşkil etmeyip, bu durumda mahkemece iptal isteminin tescili kapsamadığı gözetilerek, davacıya ayrıca tescil davası açması için imkan tanımak ve dava açılması halinde her iki dava birleştirilerek karara bağlamak, ne var ki davacı iptal değil sadece tescil isteğinde bulunmuş ise, tescil isteğinin tapu sicilinde mevcut eski kaydın iptalini de kapsadığı gözetilerek, davacının ayrıca “tapu kaydının iptalini” de dava etmesine gerek olmayacağı-
Kanuna karşı hile iddiasının da bu dava içerisinde muvazaa iddiası ile birlikte değerlendirilmesi gerekeceği-
Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesi olmayacağından Yasada gösterilen ayrık haller hariç yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağı,davayı açan kişinin fiil ehliyeti yokluğu ileri sürüldüğünden bu olgunun eldeki davayı dava ehliyeti yönünden etkileyeceği-
Miras bırakanın akit tarihinde hukuki ehliyete haiz olup olmadığı, ilgili tüm belgeler dosyaya getirtildikten sonra Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesinden alınacak raporla belirlendikten sonra oluşacak duruma göre karar gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davalarında husumetin tapu malikine yöneltilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılacak iş; davacının maliki olduğu parselin tapu kayıtlarını getirtmek, mahallinde yapılacak keşifte parselin üzerinde mevcut olan tek katlı ahşap ev de dikkate alınarak davacıya parselde yol olarak iddia ettiği yeri göstermesinin istemek, ihtilaflı yer tam olarak belirlendikten sonra tarafların bildirdikleri şahitleri HUMK.nun 258 maddesi hükmü gereği davet edip yine HUMK 259. maddesi hükmüne göre mahallinde dinlemek, yolun taraflar arasında mevcut özel bir yol mu, yoksa kamuya ait bir yol mu olduğu üzerinde durmak, fen memuru bilirkişiden krokisinde ihtilaflı yeri, üzerinde mevcut olan evi göstermesini iddia ve savunma doğrultusunda araştırma yapıp karar verilmesinin gerekeceği-