İş kazası nedeniyle takdir edilen manevi tazminat miktarının az olmasına ve ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek avukatlık ücretine hükmedilmesine rağmen somut uyuşmazlıkta bu yönde değerlendirme içermeyen yerel mahkeme kararının düzeltilerek onandığı, bu itibarla ortada açık bir maddi yanılgı olduğu anlaşıldığından, Özel Dairenin bu hususu bir maddi hata olarak nitelendirmek ve düzelterek onama kararını kaldırmak suretiyle yeniden inceleme yapmasında isabetsizlik bulunmadığı-
İş kazası nedeniyle ayağından ve belinden sakatlanarak malul kalan sigortalının anne ve babası ile eşi ve çocukları lehine olayın özelliği, yaralanmanın niteliği, meslekte kazanma gücündeki kayıp oranı ve özellikle ağır bedensel zararın oluşmaması durumu dikkate alındığında ruhi ve asabi sağlık bütünlükleri ağır bir şekilde ihlal edilmediğinden yansıma yolu ile manevi tazminat verilemeyeceği-
Ceza ehliyetine sahip olmasa da vesayet altında olan davalı aleyhine 'hakaret ve tehdit içeren sözleri nedeniyle' ölçülülük ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek manevi tazminat takdiri gerekeceği–
Davalının dava dilekçesinde belirtilen ifadelerin yer aldığı bir kısım el ilanlarını halka açık yerlere yapıştırarak davacıya karşı hakaret suçunu işlediği ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, el ilanlarında davacının adı ve soyadının açıkça yer alması, ilanların davacının görev yaptığı okulun hemen yanında halka açık alanlara yapıştırılması gibi unsurlar ile olayın gelişim şekli dikkate alındığında, olay tarihi itibariyle yürürlükte olup, uygulanması gereken 818 BK mad. 49 ( TBK mad. 58) gereği kınama kararı ile yetinilmesinin doğru olmayıp, mahkemece, davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacı, davalının yargılandığı ceza davasında katılan sıfatıyla kendisini temsil eden avukatına ödemiş olduğu vekalet ücretini, dosyaya sunulan serbest meslek makbuzuna istinaden maddi tazminat olarak istemişse de, vekalet sözleşmesi, davacı ile dava dışı avukat arasında yapılmış olup, sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişi davalıdan bu sözleşmeye dayanılarak istekte bulunulamayacağı, CMK ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hak edilen vekalet ücretinin de ceza mahkemesince değerlendirilerek hüküm altına alınması gerektiği, vekalet ücretinin ayrı bir dava konusu yapılamayacağı- Davalının, davacıya karşı hakaret, tehdit ve yaralama suçlarını işleyerek davacının, hem bedensel ve ruhsal sağlığına; hem de onuruna saldırıda bulunduğu, eylemlerin davacının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olduğu anlaşıldığından, TBK. mad. 56, 58, ve TMK. mad. 4 uyarınca uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Manevi tazminat davasında takdir edilecek tutarın, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği, olay tarihi, taraflar arasındaki olayların gelişim süreci, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarının çok fazla olduğu-
Spor kamuoyunun yakında tanıdığı bir kişi de olsa, eşi ile birlikte deniz kenarında çekilmiş fotoğrafının kamunun bilgisine sunulmasında korunması gereken bir basın özgürlüğü bulunmadığı söylenebilirse de mekansal yalıtılmış bir bölgede sürekli takibinin ve tacizin ürünü niteliğinde olmayan, kamuya açık bir ortamda, hileli yollarla elde edilmeyen davacı ile sevgilisinin birlikte çekiliş fotoğrafın yayınlanmasında basın özgürlüğünün korunması gerekip özel hayata saldırının varlığından söz edilemeyeceği-
Haksız eylem nedeniyle hükmedilecek manevi tazminatın malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını amaç edinmediği, takdir edilecek tutarın, var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği-
11. HD. 21.04.2015 T. E: 821, K: 5576-
Ölenin ardından onunla ilgili olarak kullanılan, nezakete aykırı her sözün tazminatı gerektiren saldırı türünden sayılamayacağı, ancak bu sözleri, sarf eden davalı yönünden söyleyeni ayıplamayı gerektirecek sözler olarak kabul edilebileceği- Mahkemece, ölünün ardından yakışıksız sözler sarfeden davalının, kınanması ile yetinilebileceği, manevi tazminat ile sorumlu tutulamayacağı-