Menfi tespit davası İİK.'nun 72. maddesinde düzenlenmiş olup davanın açılması için herhangi bir hak düşürücü sürenin öngörülmediği, dava genel zamanaşımı süresine tabi olup istek konusu alacak avansın iadesi talebine ilişkin olmakla 5 yıllık zamanşımına tabi olup işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü süreden söz edilerek davanın reddinin hatalı olduğu-
Sahteliği sabit olan 3 adet bono kullanılarak başlatılan takip sonucu takip alacaklısı M. Gümüş’ün takip dosyasındaki hak ve alacaklarını temellük eden davalı İ. Şen adına ihale ile oluşan tescilin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, ancak ikinci el konumundaki diğer davalıların iyiniyetli olmaları halinde edinimlerinin korunacağı kuşkusuz olup davalılar A., Meliha ve Z.’nin köyüniyetli olduklarının kanıtlanamadığı; 118 ada 8 parsel bakımından ise tapu iptal ve tescil istemli davanın dava tarihi itibariyle kayıt maliki olan R. Dağ’a yöneltilmediği gözetilerek tapu iptal ve tescil isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalının meslekten çıkarılması nedeniyle yirmi beş günlük maaşının iadesi gerektiği belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği, dosya kapsamından, idare mahkemesinde açılan davada, davalının meslekten çıkarma kararına itiraz ettiği, yapılan yargılama neticesinde idari işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmakla, davalıya yapılan ödemenin hukuka aykırı olduğu iddiası sübut bulmadığından, davanın reddi gerekeceği-
Bila tarihli adi yazılı sözleşmede davalı alacaklının imzası ile davacı ...'e BESYO sınavlarından herhangi birisini kazandırması durumunda çalıştırma bedeli olarak 3.500,00-TL, kazandıramaması durumunda ise yalnızca kurs bedeli olan 1.000,00-TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı- Takibe konu bono unda 3.500,00-TL bedelli olup adi yazılı sözleşme ve senet altındaki imzaların da birbirine benzediği- Adi yazılı sözleşme ile senet alınacağı kararlaştırılmış olduğundan ve senet miktarı ile bonodaki tutar aynı olduğundan bononun adi yazılı senede istinaden verildiğinin kabulü ile davacının 1.000,00-TL tutarındaki ödeme iddiasının da değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının, önce çekleri verdiği şirkete karşı açtığı davalarda dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığını ispat ettikten sonra, TTK'nun 818. maddesi göndermesiyle; 687/f. I maddesi hükmü uyarınca iş bu davada davalının dava konusu çekleri bedelsiz olduğunu bile bile ciro yoluyla dava dışı şirketten devraldığının ispat etmesi gerektiği gözetilmeden dava dışı şirket aleyhine açılan hukuk davalarının sonucu beklenmeden davanın reddine karar verilmesi ve bu husus gözden kaçırılarak farklı nedenle eksik bozma yapılmasının doğru olmadığı, dava konusu çekler ile ilgili dava dışı lehtar olan şirket aleyhine açılan davaların sonucu beklenerek borçsuzluğun saptanması halinde; bu kere iş bu davada davalının dava konusu çekleri bile bile davacının zararına devraldığına ilişkin davacı iddiasının (muvazaa olarak dava dilekçesinde nitelendirilen) davacının göstereceği tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği-
Mahkemece seçilecek konusunda uzman bilirkişi tarafından davacı banka hesaplarında inceleme yaptırılması, dava dışı borçlunun davacı banka nezdinde kayıtlı bir hesabının bulunup bulunmadığı tespit edilip, haciz ihbarnamesinin davacıya tebliğ edildiği tarih itibariyle dava dışı borçlunun davacı bankada hak ve alacağının olup olmadığı hususu incelenerek denetime elverişli rapor hazırlanması, alınacak rapora göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Murisin eşi davacının açtığı davaya diğer mirasçıların tümünün icazet vermeleri nedeniyle davacının tereke mümessili sıfatıyla hareket ettiğinin anlaşılmasına göre sigorta alacağının tamamına hükmedilmesi gerekirken davacının miras payı oranında 1/4'üne hükmedilmesinin doğru olmadığı- Dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hak saklı tutulmuş olsa dahi saklı tutulan bu hak da asıl davanın tabi olduğu zamanaşımı süresine tabi olup, açılan ilk dava ile istenmeyen sigorta bedeline ilişkin işleyen zamanaşımı süresinin kesintiye uğramayıp, devam ettiği, somut olayda birleşen dava davalısı şirket vekili cevap dilekçesinde birleşen dava bakımından süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu halde, mahkemece anılan savunma üzerinde durulmaksızın karar verildiği, zamanaşımı defi hakkında inceleme yapılıp, öncelikle bu hususların sonuca bağlanması gerekeceği-
Faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takiinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin yargılamada tahkikatın eksik yapıldığı- Mahkemece dosya kapsamında bulunan tahsilat makbuzlarının davalı şirket tarafından kullanılan makbuzlar olup olmadığının ve davalı şirket adına başka kişilerden de aynı şekilde tahsilat yapıp yapmadığının araştırılması gerektiği- Tahsilat makbuzlarından birinde tanımlanan çek aslının ya da önlü ve arkalı fotokopisinin getirtilerek, bu çekin tahsil edilip edilmediğinin ilgili muhatab bankadan sorulması, çekin keşidecisi, lehtarı, cirantaları ve hamili incelenip, bu çekle davacılar tarafından davalı şirkete ödeme yapılmış olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Asıl ve birleşen davanın konusunun aynı çek olması, çekin hamiline yazılı olması, çekin keşidecisinin davacı olması, çekin 1. cirantasının başka biri olması, bankaya ibraz edenin son hamil olan şirket olması, muhatap banka tarafından çekin karşılığının olmadığının çek arkasına yazılması, asıl davada davacı, davalı şirket aleyhine bu çekten dolayı borçlu olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açmakla birlikte davalı şirketin bankaya ibraz ettiği çekin karşılıksız çıkması üzerine çeki TTK'nun 818/1-k maddesi yolllaması ile TTK'nun 724. maddesi gereğince çeki kendisine ciro edene iade edip, ilgili tarafından da davacı aleyhine takibe geçilmesi, davalı şirketin çekle ilgili alacak hakkı kalmaması nedeniyle bu davalı hakkında pasif dava ehliyeti bulunmadığı, bu itibarla; ilk derece mahkemesinin bu davalı hakkındaki davanın reddine karar vermesinin yerinde olduğu, birleşen davada ise dava konusu çekin 1. cirantasının TTK'nun 818/1-k maddesi yollaması ile TTK'nun 724. maddesi gereğince çeki ciro ettiği şirketten geri almış olması ve çekin hamili olarak davacı aleyhine takip yapma hakkına sahip olması nedeniyle bu davalı hakkındaki ret kararının da yerinde olduğu-
Menfi tespit davasında ihtiyati tedbir alınmadığı için takibin devam ettiği ve taşınmazın bir bölümünün ipotek nedeniyle satıldığı, bu nedenle ipotek bedelinin ödendiğini iddia eden davacının açmış olduğu menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılacak icra takibinde borçlu yanında borçlu lehine taşınmazını rehin eden üçüncü kişinin de taraf olarak gösterilmesi gerektiği, icra emrinin ipotek malikine de gönderimesinin zorunlu olduğu-