Bila tarihli adi yazılı sözleşmede davalı alacaklının imzası ile davacı ...'e BESYO sınavlarından herhangi birisini kazandırması durumunda çalıştırma bedeli olarak 3.500,00-TL, kazandıramaması durumunda ise yalnızca kurs bedeli olan 1.000,00-TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı- Takibe konu bono unda 3.500,00-TL bedelli olup adi yazılı sözleşme ve senet altındaki imzaların da birbirine benzediği- Adi yazılı sözleşme ile senet alınacağı kararlaştırılmış olduğundan ve senet miktarı ile bonodaki tutar aynı olduğundan bononun adi yazılı senede istinaden verildiğinin kabulü ile davacının 1.000,00-TL tutarındaki ödeme iddiasının da değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece seçilecek konusunda uzman bilirkişi tarafından davacı banka hesaplarında inceleme yaptırılması, dava dışı borçlunun davacı banka nezdinde kayıtlı bir hesabının bulunup bulunmadığı tespit edilip, haciz ihbarnamesinin davacıya tebliğ edildiği tarih itibariyle dava dışı borçlunun davacı bankada hak ve alacağının olup olmadığı hususu incelenerek denetime elverişli rapor hazırlanması, alınacak rapora göre değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, önce çekleri verdiği şirkete karşı açtığı davalarda dava konusu çeklerden dolayı borçlu olmadığını ispat ettikten sonra, TTK'nun 818. maddesi göndermesiyle; 687/f. I maddesi hükmü uyarınca iş bu davada davalının dava konusu çekleri bedelsiz olduğunu bile bile ciro yoluyla dava dışı şirketten devraldığının ispat etmesi gerektiği gözetilmeden dava dışı şirket aleyhine açılan hukuk davalarının sonucu beklenmeden davanın reddine karar verilmesi ve bu husus gözden kaçırılarak farklı nedenle eksik bozma yapılmasının doğru olmadığı, dava konusu çekler ile ilgili dava dışı lehtar olan şirket aleyhine açılan davaların sonucu beklenerek borçsuzluğun saptanması halinde; bu kere iş bu davada davalının dava konusu çekleri bile bile davacının zararına devraldığına ilişkin davacı iddiasının (muvazaa olarak dava dilekçesinde nitelendirilen) davacının göstereceği tanık dahil her türlü delille ispat edilebileceği-
Faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takiinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin yargılamada tahkikatın eksik yapıldığı- Mahkemece dosya kapsamında bulunan tahsilat makbuzlarının davalı şirket tarafından kullanılan makbuzlar olup olmadığının ve davalı şirket adına başka kişilerden de aynı şekilde tahsilat yapıp yapmadığının araştırılması gerektiği- Tahsilat makbuzlarından birinde tanımlanan çek aslının ya da önlü ve arkalı fotokopisinin getirtilerek, bu çekin tahsil edilip edilmediğinin ilgili muhatab bankadan sorulması, çekin keşidecisi, lehtarı, cirantaları ve hamili incelenip, bu çekle davacılar tarafından davalı şirkete ödeme yapılmış olup olmadığının araştırılması gerektiği-
Murisin eşi davacının açtığı davaya diğer mirasçıların tümünün icazet vermeleri nedeniyle davacının tereke mümessili sıfatıyla hareket ettiğinin anlaşılmasına göre sigorta alacağının tamamına hükmedilmesi gerekirken davacının miras payı oranında 1/4'üne hükmedilmesinin doğru olmadığı- Dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hak saklı tutulmuş olsa dahi saklı tutulan bu hak da asıl davanın tabi olduğu zamanaşımı süresine tabi olup, açılan ilk dava ile istenmeyen sigorta bedeline ilişkin işleyen zamanaşımı süresinin kesintiye uğramayıp, devam ettiği, somut olayda birleşen dava davalısı şirket vekili cevap dilekçesinde birleşen dava bakımından süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğu halde, mahkemece anılan savunma üzerinde durulmaksızın karar verildiği, zamanaşımı defi hakkında inceleme yapılıp, öncelikle bu hususların sonuca bağlanması gerekeceği-
Asıl ve birleşen davanın konusunun aynı çek olması, çekin hamiline yazılı olması, çekin keşidecisinin davacı olması, çekin 1. cirantasının başka biri olması, bankaya ibraz edenin son hamil olan şirket olması, muhatap banka tarafından çekin karşılığının olmadığının çek arkasına yazılması, asıl davada davacı, davalı şirket aleyhine bu çekten dolayı borçlu olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açmakla birlikte davalı şirketin bankaya ibraz ettiği çekin karşılıksız çıkması üzerine çeki TTK'nun 818/1-k maddesi yolllaması ile TTK'nun 724. maddesi gereğince çeki kendisine ciro edene iade edip, ilgili tarafından da davacı aleyhine takibe geçilmesi, davalı şirketin çekle ilgili alacak hakkı kalmaması nedeniyle bu davalı hakkında pasif dava ehliyeti bulunmadığı, bu itibarla; ilk derece mahkemesinin bu davalı hakkındaki davanın reddine karar vermesinin yerinde olduğu, birleşen davada ise dava konusu çekin 1. cirantasının TTK'nun 818/1-k maddesi yollaması ile TTK'nun 724. maddesi gereğince çeki ciro ettiği şirketten geri almış olması ve çekin hamili olarak davacı aleyhine takip yapma hakkına sahip olması nedeniyle bu davalı hakkındaki ret kararının da yerinde olduğu-
Menfi tespit davasında ihtiyati tedbir alınmadığı için takibin devam ettiği ve taşınmazın bir bölümünün ipotek nedeniyle satıldığı, bu nedenle ipotek bedelinin ödendiğini iddia eden davacının açmış olduğu menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği- İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılacak icra takibinde borçlu yanında borçlu lehine taşınmazını rehin eden üçüncü kişinin de taraf olarak gösterilmesi gerektiği, icra emrinin ipotek malikine de gönderimesinin zorunlu olduğu-
Dava konusu kredinin davacıların kefalet imzalarının bulunmadığı sözleşmeden kaynaklandığı, sözleşmede kefaleti bulunmayan temyiz eden davacının o sözleşmeye dayanılarak açılan krediden dolayı kefalet sorumluluğu bulunmadığı-
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama neticesinde, muacceliyet şartının geçerli nitelikte bir kayıt olduğu, davalı tarafından keşide edilen ihtarnamede; ödeme planı dahilinde ödenmeyen 10.102,02 Euro kira alacağının ödenmesi aksi halde sözleşmenin feshedileceği hususunun yer aldığı, sözleşmede muacceliyet kaydını taşıyan hüküm 70. madde olmakla işbu madde dahilinde atıf yapılan 23. madde uyarınca mükerrer temerrüt hali nedeniyle sözleşmenin fesih edilmesinin mümkün olduğu, 23 ve 70. maddeler nazarında mükerrer temerrüt hali bulunup bulunmadığına bakılacak olursa davacı tarafından gönderilen ihtarnamede her ne kadar ödenmeyen üç dönem kira borcu olduğu dile getirilmiş ise de ihtarname tarihi itibariyle sadece ödenmeyen 3.367,34 Euro'luk bir kira borcunun bulunduğu, 23. maddede yer alan mükerrer temerrüt kaydının somut olay yönünden gerçekleşmediği, sözleşmenin 70. maddesi kapsamındaki muacceliyet şartının da gerçekleşmemiş olduğunun kabulü gerektiği, davalının sözleşmeyi fesih tarihi itibariyle takip konusu senetler nazarında 3.367,34 Euro tutarındaki vadesi geçmiş senet yönünden ve takip başlangıç tarihine kadar da 3.368 Euro bedelli senet yönünden alacaklı olduğu, muaccel hale geldiği iddia olunan vadesi gelmemiş diğer bonolara ilişkin olarak ise itirazın iptali isteminin haklı ve yerinde olduğu kanaatine erişilemediği, davacı tarafça talep edilmiş ise de takibin kötüniyetle başlatıldığına dair dosyada somut ve açık bir delil bulunmadığı, kötüniyet tazminatı isteminin reddi gerektiği-
Herkes ödenen bir paranın İİK'nın 72/7. maddesi uyarınca talep edebileceği, fakat davanın reddedilmesi halinde kötüniyet tazminatı ödeneceğine dair herhangi bir hükmün bulunmadığı-