Adli Tıp Kurumu raporuna göre, dava konusu bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, bonodaki imzanın borçluya ait olduğunu kanıtlama yükünün davalı alacaklıda olduğu, davalının ise bu hususta herhangi bir delil ve belge sunamadığı, yemin teklif hakkını da kullanmadığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davacının takibe konu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Hamil olan davalının ciranta aleyhine takip yapılabilmesi için ödememe protestosu çekmesi gerektiği, süresi içerisinde bu işlem yapılmadığından hamil olan davalının keşideci dışındaki kişilere müracaat hakkını kaybetmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacının davalıyla demir alım-satım sözleşmesi imzaladığı, davalıdan alacağı mal karşılığında toplam tutarı 450.000 TL. olan üç adet çek verdiği sabit olup malların teslim edilmediği ve söz konusu davalı şirketin çekleri diğer davalı B. Factoring A.Ş.’ye alacağın temliki suretiyle ciro ederek vermesi ile çeklerin malın verilmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığından, bedelsizlik def’inin davalı faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceği- Davacının ihtiyati tedbir talebi kabul edilerek dava konusu çeklerin takibe konu edilmemesi gerekeceği-
Mahkemece bononun tanzim tarihinden önceki ve yakın tarihli davacıya ait imza örnekleri ilgili yerlerden getirtilerek konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmeyeceği-
Davacı vekili 31.05.2011 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirdiğinden, vaki feragat nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekeceği-
Toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, dava konusu bonolardaki imzaların davacının eli ürünü olmadığı bu davadaki 22.06.2008 düzenleme 27.11.2008 vade tarihli 4.810 TL. bedelli senetle ilgili istemin feragat nedeniyle reddine, bu davada dava konusu edilen diğer iki bono yönünden davanın kabulüne, birleşen Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/176 esas sayılı dava dosyası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Müracaat borçlularına protesto keşide edilmemesi halinde hamilin müracaat hakkı düşerse de keşideci ve aval verenlere protesto çekilmemesinin müracaat hakkını ortadan kaldırmayacağı-
Dava konusu senedin ilk düzenlendiği halinin fotokopisinin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu ve tanık dinlenebileceği, dava konusu senedin bahis senedi olduğu, kumar ve bahis borcunun eksik borç niteliğinde olduğu, bir alacak hakkı vermediği gibi davacıya da herhangi bir borç tahmil etmeyeceği gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacının icra baskısı altında 69.462,59 TL. ödemek durumunda kaldığı, taleple bağlı kalınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya 69.000 TL borçlu olmadığının tespitine icra dosyasına ödenen bu tutarın 15.10.2009 tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
HUMK'nun 95. maddesi gereğince kabulün kesin bir hükmün hukuki neticelerini doğurduğu, davalının davayı ilk celseden önce kabul ettiği, davalının takipte haksız olmakla birlikte kötüniyetli olmadığı gerekçeleriyle davanın kabul nedeniyle kabulü ile davacının icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinden davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekeceği-