Davanın, davalı tarafından icra takibine konulan 23.07.2013 tarihli çekin sipariş avansı olarak verildiği iddiasına dayalı menfi tespit davası olduğu, ispat külfeti davacı tarafta olup,bu çekin davalı şirkete avans olarak verildiğini usule uygun yazılı delillerle kanıtlamasının gerekli olduğu, mahkemece ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek çekin davalı defterlerinde kaydının bulunmadığı,davacı defterinde sipariş avansı olarak kaydedildiği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takibe konu çekin, sahte ve tahrif edildiği ile zaman aşımına uğradığı iddiasıyla icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, mahkemenin HMK'nun 209. maddesi gereğince tedbir kararı verdiği, davalı petrol ofisinin itirazı üzerine mahkemenin; "davanın İİK 72.maddesine göre açılan menfi tespit davası olması ve özel düzenleme bulunması sebebiyle HMK 209 maddesine göre verdiği tedbir kararını İİK 72/3.maddesine göre %15 teminat mukabilinde icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi" şeklinde değiştirdiği, özel düzenlemenin genel düzenlemeden önce değerlendirilmesi gerektiği, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu-
Davacı ile davalının, ihdas nedeni nakten şeklinde yazılı olan senedin mal karşılığı olduğunu belirterek karşılıklı olarak ihdas nedenini talil ettikleri, çift taraflı talil durumunda ispat yükü yer değiştirmeyeceği için davacının senedin bedelsiz olduğunu kanıtlamak zorunda olduğu, mahkemece davacının bu yöndeki delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece sulh protokolü başlıklı belgeye ve bu belgede borçluya atfen atılan imza hakkında araştırma yapılıp imza inkar edilirse imzanın aidiyeti konusunda rapor alınıp ve bu imzanın borçluya ait çıkmaması halinde kullanılmak üzere takip konusu bononun 2.000 TL iken 42.000 TL bono olarak tahrif edilip edilmediği yönünden de rapor alınıp elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
6102. sayılı T.T.K.'nun 792. maddesi gereğince davalı şirketin dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığından, bu davalı hakkındaki davanın reddi gerekeceği-
Borçlular tarafından dosya borcunun tamamının fer'ileri ile birlikte icra dosyasına ödenmesinden sonra açtıkları menfi tespit davası ile icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine dair verilen tedbir kararı nedeniyle, paranın icra veznesine yatırıldığı tarih ile bu tedbir kararı arasındaki dönem için alacaklının faiz istemesinde yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Dava konusu senet 30.09.2013 vade tarihli olup, davacının ödeme makbuzu olarak sunduğu belgenin ise 22.10.2013 tarihli olduğu, bu durumda senedin vadesinden sonra yapılmış olan ödemenin mevcut borca karşılık yapıldığının kabulü gerekeceği, şayet,alacaklı bu ödemenin bir başka alacağa mahsuben yapıldığını ileri sürmekte ise alacağın ispatının davalıya ait olacağı-
Davanın, menfi tespit talebine ilişkin olduğu, İİK.nun 72/5 maddesi uyarınca, davacı borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötüniyetle yapılmış olduğu anlaşılırsa, davacı borçlunun talebi üzerine, borçlunun uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği, somut olayda davalının icra takip tarihinde haksız olduğu kabul edilse de kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden, davalı aleyhine hükmedilen kötüniyet tazminatı yönünden hükmün bozulması gerekeceği-
İİK'nın 72/4 maddesi uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi için başlatılmış icra takibinin tedbiren durdurulması gerekeceği, somut olayda mahkemece verilen bir tedbir kararı bulunmadığı halde yazılı şekilde davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Bono, bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olduğundan, ispat yükünün kural olarak senedin bedelsiz olduğunu ileri süren borçlu tarafa ait olduğu, talil ise; senedin düzenlenme nedeninin değiştirilmesi olup bu durumda ispat külfetinin alacaklıya geçeceği, somut olayda davalı, malen bedel kaydı bulunan bononun müvekkilinin yetkilisi olduğu şirket ile davacı arasındaki buğday alışverişi nedeniyle düzenlendiğini bildirmiş olduğundan bu beyanın talil olarak değerlendirilemeyeceği, bu durumda ispat yükünün senedin teminat olduğunu ileri süren davacı-borçluda olacağı, davacının ileri sürdüğü iddialarını usulüne uygun delillerle ispat etmesi gerekeceği-