Bozma ilamına uyulduktan sonra, mahkemece yeniden tesis edilen kararda manevi tazminat yönünden verilen karar kesinleştiğinden, "yeniden karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği- Davacının cezaevinde yattığı 4 günün karşılıksız çek keşide etmek suçundan değil, ruhsatsız silah bulundurmak suçundan olup tazminatı gerektiren bir mahkumiyet olarak kabul edilemeyerek maddi tazminatın tespitinde gelir kaybı kalemi olarak dikkate alınamayacağı-
Ceza zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız eylemin suç niteliğinde olması yeterli olduğu, ayrıca ceza davası açılması gerekmediği gibi mahkumiyet kararı verilmesine de gerek olmadığı-
Bir kişinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazasının cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğu ve sürücü davacı desteğinin vefat etmiş olmasının sonuca etkili olmadığı- KTK. mad. 109/2de yer alan “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesinin zamanaşımı yönünden soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı; eylem için (TCK 85/1) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 68/1-d maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihinde  zamanaşımı süresinin dolmadığı-
1479 sayılı Kanunun 70/2 maddesinde; bu kanuna dayanılarak Kurumca açılacak rücû davalarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu öngörülmüş olup, zaman aşımına ilişkin bu hüküm, “özel hüküm” niteliğini taşımakla genel hükümlere göre öncelikle uygulanması gerektiğinden, Borçlar Kanununun 60. ve 2918 sayılı Kanunun 109. maddelerinin uygulanma olanağının olmadığı-
Rücûan tazminat istemi-
Hak sahiplerine bağlanan gelirin tahsis onay tarihi ve dava ve ıslah tarihleri itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmediği halde, işveren şirket ve işveren vekili yönünden davanın zamanaşımına uğradığından bahisle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Olay tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan B.K. 60/1 maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin  ıslah edilen miktar yönünden dolduğu; ıslah edilen miktar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve ceza kanununda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse, haksız fiil sorumluluğunda da bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanacağı- Davalının eyleminin TCK'nın 156. maddesinde düzenlenen bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturduğu anlaşılmakta olup, haksız fiil tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 66/e maddesi uyarınca, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda zamanaşımı süresi sekiz yıl olduğu-
Rücûan tazminat istemi işikindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, trafik kazası sonucu yaralanan sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylığı ve cenaze giderinin tahsili istemi-
Ceza zamanaşımının uygulanması yönünden hukuk hakiminin tazminat davasını görürken, ceza hukuku kurallarıyla ve özellikle ceza mahkemesinin fail hakkında vermiş olduğu beraat veya mahkumiyet kararıyla bağlı olmadığı, bununla birlikte suçun işlendiğine veya işlenmediğine ilişkin ceza mahkemesinin kesin kararı varsa, hukuk hakiminin bu kararla bağlı olacağı- Ceza mahkemesince haksız eylemin suç niteliği saptanmamış ise hukuk hakimine bunu kendiliğinden ve özgürce araştırma ve sonucuna göre karar verme yetkisi tanındığı, bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekeceği-