Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde, borçlunun haline münasip evin kıymeti belirlenirken, sadece taşınmazın arsa değeri ve meskenin kıymetinin belirlenmesi gerektiği- Borçlunun diğer ihtiyaçları için gerekli olan taşınmazın eklentilerinin değerleri, bu değerin içinde yer almadığı, borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip daha küçük meskeni edinebileceği miktarın belirlenmesinin zorunlu olduğu-
Borçlunun "haline münasip" evinin haczedilemeyeceği, bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığının adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirleneceği, Beşiktaş ve Şişli ilçe sınırları içerisinde iki oda bir salondan oluşacak borçlunun haline münasip meskeni 250.000,00 TL'ye satın alabileceklerini belirten ek bilirkişi raporunun bu haliyle Yargıtay denetimine elverişli olmadığı, çünkü, asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka Beşiktaş ve Şişli ilçe sınırları içerisinde meskeninin bulunmasının zorunlu olmadığı, bu nedenle borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde daha küçük haline münasip meskeni edinebileceği miktarın belirlenmemesinin doğru olmadığı-
Haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabi olup, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı- İİK'da haczinin yenilenmesine dair bir düzenleme mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı bulunduğu-
Bina 3 katlı olup daireler üzerinde henüz kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmadığından ve borçlunun da tapuda taşınmazın mülkiyetine tam hisse ile sahip olduğundan bilirkişilerce taşınmazın tamamının arsa değeri ve meskenin kıymeti belirlendikten sonra borçlunun haline münasip evin değeri belirlenerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilam incelendiğinde alacağın kooperatif uyeliğinden kaynaklandığı haczedilmezlik şikayetine konu meskenlerin kooperatiften edindikleri evler olduğu görüldüğünden, İİK 82/2, 3, 4, 5, 7 ve 12 nolu bendinde yazılı istisnaların uygulanmayacağı ve meskeniyet iddiasının dinlenilemeyeceği-
Takip tarihi 17.04.2013 olup 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce olduğundan 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce Belediye'den borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerekeceği, bu durumda hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulduktan sonra aldırılan bilirkişi raporunda iki alternatifli değerlendirme yapılmış olup, 1. alternatifte haciz tarihi olan 2011 - 2012 yılları itibariyle borçlunun şehrin mütevazi bir bölgesinde satın alabileceği haline münasip bir evin değeri 40.000 – 45.000 TL olarak; 2. alternatifte ise, rapor tarihi olan 11.09.2014 tarihi itibariyle borçlunun satın alabileceği haline münasip bir evin değeri 75.000 – 80.000 TL olarak belirlendiğinden, borçlunun, rapor tarihi itibariyle 75.000 TL’ye haline münasip bir ev alabileceğinin kabulü gerekeceği-
İmar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin ilamlarla ilgili yapılacak ödemelerde 6487 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin hükümlerinin uygulanacağına ilişkin anılan maddenin 12. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğinden uygulanırlığı kalmadığından, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin ilamlardan kaynaklı takiplerde, borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-
Hacizde tertip ilkesi ve usul ekonomisi gereğince, borçlunun malları haczedilirken, muhafazası ve satılması en kolay ve yokluğu borçluya en az yük teşkil edecek mallardan hacze başlanılması, haciz yapılırken alacaklı ve borçlunun menfaatlerinin mümkün olduğu kadar dengelenmeye çalışılması gerektiği-  6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesine eklenen fıkranın birinci cümlesinin; ''... ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır'' ibaresi ile ''...veya kamu hizmetlerini aksatacak...'' ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile iptal edilmiş olduğu-
Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmiş olduğu ifadelerden sonra, -6552 s. Kanun'un 121. maddesi ile- 5393 s. Belediye Kanunu 15. maddenin son fıkrasına eklenen hükmün "İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir.  On gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işlemi alacak miktarını aşacak şekilde yapılamaz" şeklini aldığı- 6552 s. Yasa hükümlerinin sadece Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceği- 10.01.2014 tarihinde başlatımış olan icra takibinde, 6552 sı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağı- Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamın, icra takibine konu edilmesi halinde, el atma tarihi 09.10.1956 tarih ile 04.11.1983 tarihi arasında ise; takibe konu ilamın -5999 s. Yasa'nın 1. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği- 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda; idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinin kabulü gerektiği-