Davacı tarafından kullandığı tüketici kredisinde temerrüde düşmesi üzerine davalı banka tarafından emekli maaşlarına bloke koyulduğunun, icra takibi başlatılmadan ya da dava açılmadan, usulüne uygun muvafakat alınmadan emekli maaşının tamamına bloke konulmasının 5510 SY. mad. 93 'e göre mümkün olmadığının belirtildiği davada, taraflarca imzalanan sözleşmenin ilgili maddesinde ve taahhütname (muvafakat) ile şahsın borcun ödenmemesi halinde banka nezdinde bulunan tüm alacakları, mevduat ve hesapları üzerinde bloke, hapis, mahsup ve takas etme yetkisini davalı bankaya verdiği, kredi geri ödemelerinin maaş hesabından yapılmasına muvafakat ettiği açık olarak; bankanın sözleşme hükümlerine göre yaptığı işlemin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin dürüstlük kuralına aykırı düşecek şekilde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olduğunun kabul edilemeyeceği; emekli maaşından tahsil edilen miktarın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesinin iyiniyet kurallarıyla bağdaşmayacağı-
Borçlu vekilinin, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu menkul malların haczedilmesi ve muhafaza altına alınmasının 6361 Sayılı Finansal Kiralama ve Faktoring Yasası'na aykırı olduğunu hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece işin esası incelenerek sonuca gidilmesi gerekirken, Finansal Kiralama Sözleşmesinde taraf olmadığı gerekçesi ile bu yöndeki şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
6183 s. K. mad. 70 uyarınca, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemeyeceği- Meskeniyet iddiasıyla açılan haczin kaldırılması davasında, kamu haczine konu evin değerinin ve davacının haline münasip olan benzer muhit ve mahiyetteki bir evin değerinin tespitinin uzmanlık gerektirdiği ve bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği-
İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanunun 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediye'den borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin, yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerekeceği-
İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanun'un 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediye'den borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” hükmü gereğince; öncelikle, İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerekeceği-
İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanun'un 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir" hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerekeceği-
Takip tarihi (18.01.2013) 6552 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden (11.09.2014) önce olduğundan, 6552 s. K. ile 5393 s. Belediye Kanunu'nun 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerektiği-
İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanunun 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir" hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerekeceği-
Somut olayda; Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından verilen bozma kararı sırasında yürürlükte bulunan yasal düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği de gözününde bulundurulduğunda, takip tarihi 25.01.2012 olup, 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce olduğundan 6552 sayılı Yasa ile 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesine eklenen ek fıkra hükümlerinin uygulanamayacağının kabulü gerekeceği- Bu durumda şikayet sebepleri arasında İİK'nun 82/1. maddesinin de bulunduğu göz önünde bulundurularak; haciz yazısında belirtilen hesap numarasına uygun hesap ekstreleri getirtilerek, hesaptaki paraların mahiyeti ve kaynağı belirlenip, alanında uzman bilirkişi marifeti ile şikayet nedenleri kapsamında değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesi yerine, eksik inceleme ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Örnek 7 ödeme emrinin 07.06.2011 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, alacaklı tarafından yasal sürede 23.06.2011 tarihinde haciz talep edildiği, 28.06.2011 tarihinde de fiilen haciz işleminin uygulandığının görüldüğü, bu durumda alacaklı tarafından süresinde haciz talep edilmiş olmakla İİK.nun 78/4. maddesine aykırı olarak dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı- Borçlunun şikayetinde murisinden intikal eden taşınmaz üzerine kayden işlenen hacze ilişkin İİK'nun 82/1-12. maddeleri uyarınca meskeniyet iddiasında bulunduğuna göre bu konuda inceleme yapılmaksızın olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu-