İcra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılmış olması halinde; 5393 sayılı Kanunun 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen "icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir" hükmü gereğince öncelikle İcra Dairesi'nce bu işlemin yerine getirilmesi, 10 gün içinde mal beyanında bulunulmaması halinde ise diğer mallar üzerinde haciz uygulanması talebinin, yerine getirileceğinin, icra takibinin 6552 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 11.09.2014 tarihinden önce olması halinde ise; 6552 sayılı Yasa ile 15/son maddesine eklenen yukarıdaki fıkra hükmünün uygulanamayacağının kabulü gerektiği-
Hükme esas alınan raporda; taşınmazın değeri 400.000,00 TL, borçlunun daha mütevazi niteliklere sahip yerlerde haline münasip meskeni edinebileceği miktar 250.000,00 TL olarak belirlendiğine göre, mahkemece, "meskeniyet şikayetinin kısmen kabulü ile taşınmazın 250.000,00 TL'den az olmamak üzere satılarak haline münasip ev alması için gerekli 250.000,00 TL'nin borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine" şeklinde hüküm kurulması gerektiği-
İcra müdürlüğünce borçlu belediyeye mal beyanında bulunmak üzere muhtıra çıkarıldığı, borçlu belediyenin mal beyanında bulunduğu, alacaklının borçlu belediyenin mal beyanında bildirdiği taşınmazlar ile borçlunun bankalar nezdinde bulunan hak ve alacaklarına haciz konulmasını talep ettiği ve belediye şikayetinde Belediye Kanunu'nun 15. maddesi gereğince mal ve alacaklarının haczedilemez olduğunun ileri sürdüğü görüldüğünden, mahkemece, 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddesi uyarınca haciz konulan paraların niteliği gereği haczinin kabil olup olmadığının veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığının, haciz konulan banka hesapları üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilerek haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesi gerektiği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağının bulunmadığı-
Haczin borçluya 103 davetiyesi ile borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi günlük yasal süreden sonra  yapılan haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Meskeniyet şikayetine ilişkin yargılama devam ederken icra emrinin iptal edilmiş olması halinde, icra kefili olan borçlu aleyhinde yapılmış hacizler de hükümsüz kalacağı-
Borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.05.2013 tarihinde konulan haciz için Mahkeme’nin .. sayılı dosyası ile ileri sürülen meskeniyet şikayetiyle ilgili verilen karar henüz kesinleşmemiş ise de eldeki haczedilmezlik şikayeti 16/02/2016 tarihli başka bir haciz işlemine ilişkin olduğundan, derdestlikten söz edilemeyeceği; kaldı ki, 09/05/2013 tarihli haczin düştüğü, alacaklı vekilinin yeniden haciz konulması için 16/02/2016 tarihinde talepte bulunduğu- Her haczin yeni bir şikayet hakkı doğuracağı gözetilerek borçlunun başvurusunun son haciz işlemi yönüyle İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup olmadığının tespiti ile başvuru süresinde ise işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- 
Borçlu vekili, haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra, mahkemece borçlu vekiline, 5393 sayılı Kanun'un mad.15/6'ya aykırı olarak yapılan hacizler ile aşkın hacizleri bildirmesi için kesin süre verildiği- Borçlu vekilinin, 27.04.2016 tarihli duruşmada, şikayet dilekçelerini tekrar ettiklerini, ... Kent Girişi Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında bulunan taşınmazlar üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiklerini, beyan ettiği- Şikayete konu icra takip dosyasında, ... Tapu Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabındaki taşınmazlara haciz konulduğundan, ... Tapu Müdürlüğü'nce haczedilen taşınmazlara ilişkin gönderilen tapu kayıtları ile projeye ilişkin belgeler üzerinde gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, anılan ... Kent Girişi Dönüşüm ve Gelişim Projesi kapsamında kalan taşınmazların belirlenmesi ve bu taşınmazlar hakkında şikayet nedenleri incelenerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Şikayet tarihi itibariyle haczin düşmüş olması halinde, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmayacağı-
Haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleştiğinden, mahkemece, şikayet tarihinden sonra davaya konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak "şikayet konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" dair hüküm kurulması gerekeceği- Alacaklı, borçlunun haline münasip meskeni üzerine haciz uygulamak suretiyle eldeki şikayetin yapılmasına sebebiyet verdiğinden alacaklının harç ve tebligat giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği-