Hükme esas alınan bilirkişi raporunda borçlunun sosyal ekonomik durumu ve zabıta tahkikatı dikkate alındığında haline münasip alabileceği evin değerinin 130.000,00 TL olarak belirlendiği; sosyal ekonomik durum araştırması ve nüfus kayıtları incelendiğinde; borçlunun birlikte yaşadığı çocuklarının reşit olup borçlunun bakmakla yükümlü olmadığı;o halde takip hukukunda asıl olanın alacaklının alacağına kavuşturulması olup, borçlunun reşit çocuklarına bakmakla yükümlü olmadığı da düşünülerek daha mütevazi semtte ve vasıflarda bir evde oturabileceği hususu gözönünde bulundurularak borçlunun haline münasip evi alabileceği miktarın bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle tespit edilip belirlenen bu değerin, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanının dosya borcuna ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçluya 103 davetiyesi tebliğ edilmediğinden, borçlunun hacizlerden en erken kıymet takdir raporunun tebliği tarihinden haberdar olacağı ve bu nedenle meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerektiği-
Mahkemece, borçluların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin ve sosyo-ekonomik durumlarının tespitine yönelik zabıta araştırması sonucu da nazara alınmak suretiyle bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçluların bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabilecekleri değerin net bir şekilde belirlenerek, bu tespitten sonra borçluların haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçluların haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendilerine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçluların haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınarak borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip daha küçük evi alabileceği değer belirlendikten sonra, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın, borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olmasının, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel olmadığı, zira, borçlunun şikayet hakkının her haciz nedeniyle yeniden doğacağı-
Mahkemenin bozma ilamına uyması ile alacaklı yararına usuli kazanılmış hak meydana geldiğinden, mahkemece yapılacak işin, uyduğu bozma ilâmında gösterilen esas çerçevesinde işlem yapmak ve hüküm kurmaktan ibaret olduğu-
Teminat mektuplarının kıymetli evrak niteliği bulunmadığı- Banka ile muhatap arasında garanti sözleşmesi niteliğinde olan teminat mektubunda lehtar, akit durumda olmadığından; yani, teminat mektubu ile doğmuş ve doğacak bir hak bulunmadığından, lehtarın borcu için teminat mektubunun haczedilmesinin yasal imkanı bulunmadığı- Teminat mektubu hangi iş için verilmiş ise onun için haczedilip paraya çevrilebileceği-
Vekil ile takip edilen işlerde vekile tebligat zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatların usulüne uygun olup olmamasının sonuca etkili olmadığı-
Asliye hukuk mahkemesince  verilen ihtiyati tedbir kararının, "rızai devir ve temlikleri önleyici" nitelikte olduğu, haciz konulmasına engel teşkil etmeyeceği- Asliye hukuk mahkemesinin kesinleşen kararı ile "tapuda borçlu adına kayıtlı bir kısım hissenin, şikayetçi adına tesciline karar verilmiş" olup, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunlu olduğundan ve haciz tarihinde, taşınmazın bir kısım hissesi borçlu adına kayıtlı olduğundan, icra müdürünün haciz işleminde usulsüzlük bulunmadığı- Sonradan tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. kişinin, haczin kaldırılması için, genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerektiği-
İcra dosyasının incelenmesinde haciz konulan banka mevduatı mahkemenin de kabulünde olduğu gibi 4081 sayılı Yasa'nın 22. maddesi gereği haczedilemez ise de, haczin konulduğu 23.11.2011 tarihinden sonra İcra dosyasından anılan hesaptaki paranın dosyaya istenmesi yönünde bir işlem gerçekleştirilmediğinden haczin İİK'nun 106-110 maddeleri gereği düştüğünün kabulünün yerinde olduğu-