Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde, İİK:'nun 18. maddesindeki takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılmasının kanunun amacına uygun düşeceği, mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılmasının yasal bir gereklilik olduğu, şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri ve adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkının, duruşma açılması yönünde kullanılması gerekeceği-
İstinafa başvuru süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacağı-
Mahkemece, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan HMK’nun 150/6. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçinin icra mahkemesine başvurusu İİK.'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, şikayetçinin geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olmasının, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasını ve sonuçta 150/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini gerektirmeyeceği, o halde mahkemece, başvurunun şikayet niteliğinde olduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Borçlu vekilinin yargılama sırasında duruşmalara katılmadığı, cevap dilekçesi  sunmadığı ve dosyada hiçbir emek ve mesaisinin bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece lehine vekalet ücreti takdirinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan HMK’nın 150/6. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
"Takibe konu bononun taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin teminatı olarak sözleşme ile birlikte verilen teminat bonosu olduğu" şeklindeki iddianın borca itiraz niteliğinde olduğu- İcra müdürünin takip talebi üzerine senetten anlaşılmayan bir hususu inceleyemeyeceği ve borçlular icra mahkemesine başvurusunda icra müdürünün takip hukuku kurallarına aykırı davrandığını ileri sürmediğinden, borçluların icra mahkemesine başvurusunun şikâyet mahiyetinde olmadığı- Borçlular talebini şikâyet olarak nitelendirip İİK'nın 170/a. maddesinin 2. fıkrasının uygulanmasını talep etmiş ise de, hukuki nitelendirme hâkime ait olup senedin sözleşmenin teminatı olarak verildiğine ilişkin borca itirazın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği- "Borçluların iddiasının kişisel def'i niteliğinde olduğu ve bu hususun alacaklı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davadan ve temyiz isteminden feragat edilen durumlarda, öncelikle davadan feragat hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesinin gerektiği-
Mahkemece; ilgili yasa hükümlerine uygun olarak, tarafların bozma ilamına karşı diyeceklerinin tespiti sonrasında bozma ilamına uyulup uyulmaması yönünde karar verilmek suretiyle hüküm tesisi gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizin 27.11.2018 tarih ve ......... E.-........ K. sayılı ilamı ile onanmasının, maddi hataya dayalı olduğu ve bu durum taraflar lehine usuli kazanılmış hak da oluşturmayacağından, mahkeme kararının re'sen bozulması gerektiği-
Şikayetin niteliği gereği duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan sonra, borçlu ve alacaklının ileri sürdüğü hususlar araştırılıp, tarafların varsa gösterecekleri deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerektiği-