İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmeleri zorunlu değil ise de, şikayetçi üçüncü kişinin haciz ihbarnamesinin tebliği işleminin usulsüz olduğuna yönelik yaptığı başvuru, icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi nazara alınarak hacizlerin kaldırılması gerektiği iddiasıyla icra müdürlüğüne yapılan diğer şikayeti doğrudan etkileyeceğinden, mahkemece anılan dosyada verilecek kararın kesinleşmesinin beklenip sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan ve gerektiğinde zabıta araştırması yapılmak suretiyle tebliğ işleminin yapıldığı tarihte şikayetçinin tebligat yapılan adreste oturup oturmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Bazen bir mahkeme kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm veya güçlü delil oluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesinin de, o kararın HMK’nun 297/1-c maddesinde açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkün olduğu-
Şikayet İcra ve İflas Hukukuna özgü bir kanun yolu olup, dava olmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddesinin 9. bendinde dava şartı olarak düzenlenen gider avansının yatırılmasının zorunlu olmadığı-
Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi verenin, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği, buna yönelik şikayetin süresiz olarak icra mahkemesinden istenebileceği-
Davadan ve temyiz isteminden feragat edilen durumlarda öncelikle davadan feragat hakkında mahkemesince bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun takibin iptaline yönelik istemi reddedildiği ve alacaklı yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alacaklı lehine de vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu ya da olumsuz karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu-
Mahkemece, sadece Haziran 2010 ile Ekim 2010'a kadarki beş aylık birikmiş nafaka talep edildiği, devam eden aylar nafakası yönünde bir talep bulunmadığı halde, alacaklının takip talebini aşar şekilde yaptığı başvuru üzerine icra dairesince borçluya gönderilen muhtıranın geçersiz olduğu ve sonuç doğurmayacağı, şikayete konu takip dosyasında düzenlenen icra emrinin ise, sadece daha önce başlatılan takipte istenen beş aylık nafaka yönünden mükerrer tahsilat oluşturacağı, kalan nafakalar yönünden mükerrer tahsilat oluşturmayacağı-