Tarafları aynı olan ve aynı ilamdan kaynaklanan alacaklar için aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılması, usul ekonomisine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, ayrı takip yapılmaması gerektiği- Mahkemece, "takiplerden birincisinde asıl alacak ikincisinde ise işlemiş faiz istenilmiş olması ve fer'i alacaklar için ayrı bir takip yapılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı" gerekçesi ile "şikayetin reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İcra takibinin asıl kredi borçlusu (lehine ipotek verilen) aleyhine açılmasının asıl olduğu, takip sonunda üçüncü kişinin taşınmazının paraya çevrilmesi söz konusu olduğundan, o kişi hakkında da takip yapılması gerekeceği, ipotek veren üçüncü kişi ya da ipotekli taşınmazı ipotekle yükümlü olarak alan 3.kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı olduğu, icra müdürünün işlemine yönelik başvuru İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi üçüncü kişi şikayet tarihinde taşınmazın maliki olduğundan, taşınmazın üzerindeki haczin kaldırılmasını isteyebileceği, şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiği-
İcra takibinin mükerrer olduğu iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu, ilk takipten açıkça feragat edilmediği sürece yeni bir takip yapılamayacağı- İtirazın kabulü halinde takibin "durması" yerine "iptaline" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İcra mahkemesince, TMK.'nun 403 ve devamı maddeleri uyarınca şikayetçi borçlu hakkında yargılamaya devam edilebilmesi için, borçluya vasi tayini gerekip gerekmediği, gerekiyorsa vasi tayin edilmesi konusunda sulh mahkemesine ihbarda bulunulması ve sonucuna göre hareket edilmesi gerekirken, bozmaya uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmeyerek bu hususta işlem yapılmadan yargılamaya devam edilmesinin doğru bulunmadığı-
Birleştirme talebine konu her iki takip dosyasının taraflarının aynı olduğu, takibe konu ipoteklerin aynı borç için verildiği, dolayısıyla aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunan icra takip dosyalarının birleştirilmesine yönelik alacaklı talebinin yerinde olduğu-
Mahkemece yüze karşı verilen kısa kararla gerekçeli kararın hüküm kısımları aynı olmasına ve "şikayetin kabulü ile, Ayvalık İcra Müdürlüğünün 2012/2598 esas sayılı dosyasında davacı borçlunun ödeme emrini 30/07/2012 tarihinde öğrenmiş olduğunun kabulü ile, ödeme emrinin bu tarihte tebliğ edildiğinin tespitine, İİK nun 62. maddesi uyarınca itirazın süresinde yapıldığının tespitine ve süresinde yapılan borca itiraz nedeni ile takibin durdurulmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine" karar verilmesine karşın, kararın gerekçesinde, "davalının da takibe konu senedin sözleşme uyarınca alındığını kabul etmediği anlaşılmakla davacının takibe konu senedin teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptaline karar verilmesine ilişkin talebinin reddedildiği" belirtilerek çelişki meydana getirildiği, bu durumda, mahkemece, şikayet ve itiraz hususları incelenerek oluşacak sonuca göre ve taleplerden her biri hakkında, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi suretiyle, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulmasının gerektiği-
Borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki iddialarının ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, duruşmalı incelenmesi gerektiği-
İİK. mad. 62 gereğince takibin durdurulmuş olmasının, 4077 s. Kanun'un 10. maddesinden kaynaklanan şikayet ile İİK. mad. 58'den kaynaklanan şikayetin incelenmesine engel olmadığı- Şikayet tarihinden sonra borcun ödenmiş olmasının da şikayetlerin incelenmesine engel olmayacağı-
Şikayet tarihinde taşınmazın maliki olan üçüncü kişinin taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılmasını isteyebileceğini