Miras bırakan tarafından tapuda «satış» şeklinde gösterilerek, da-valıya (davalılara) temlik edilen taşınmaz(lar)ın «tapuda gösterilen satış bedelleri» ile satış tarihindeki «gerçek değerleri» arasındaki açık nisbetsizliğin (aşırı farkın) «saklı payı ortadan kaldırma amacının (kasdının) objektif delili (karinesi)» sayılacağı (MK. 565/4) -
Ölünceye kadar bakma akdi, «ivazlı» bir akit olduğundan, «mahfuz hisse kurallarını ihlal amacıyla yapılmış olduğu» kesin biçimde kanıtlanmadıkça, bu akdin tenkisine karar verilemeyeceği -
Bankada miras bırakan ile davalı adına açılmış ortak hesaptaki paranın yarısının davalıya bağışlanmış sayılacağı -
Taraf muvazaasına konu işlemlerin 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sadece yazılı delille kanıtlanabileceği -
Miras bırakanın, kendisini uzun süredir bakan davalıya, «minnet hissi» ile yaptığı bağışın «saklı pay kurallarını zedelemek amacı (kasdı) ile yapıldığı» ileri sürülerek, tenkisinin istenemeyeceği -
«Muris muvazaası» nedenine dayalı davalarda, «delillerin taraf-larca hazırlanması» ilkesi uygulandığından, tarafların dinletmek istedikleri tanıklar ile bilgisine başvurulmasını istedikleri bilirkişilerin giderlerini karşılamakla yükümlü oldukları, HUMK. 415 hükmünün bu dava-larda uygulanamayacağı -
Miras bırakanın, davalılar tarafından bakıldığının kanıtlanması halinde, miras bırakan tarafından yapılmış olan ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptaline karar verilemeyeceği -
Bakma borcunun yerine getirilmiş olması halinde, mirasbırakanın mirasçılarının açtığı dava üzerine, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin tenkisine karar verilemeyeceği -