Bonoda, "keşide yeri"nin idari birim olarak gösterilmemiş olması halinde, senedin "bono" niteliğini taşımayacağı, İİK. 170/a uyarınca bunun re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı senedin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında teminat olarak alındığının açıkça alacaklı (vekili) tarafından kabul edilmiş olması veya bono arkasında/ön yüzünde 'senedin neyin teminatı olduğunun açıkça belirtilmiş olması' durumunda, senedin tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu edilemeyeceği, bu hususun icra mahkemesince doğrudan doğruya gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu bononun 'lehtar' hanesine 'hamiline' sözcüğü yazılarak düzenlendikten sonra, lehtar hanesine sonradan eklenen isim ve soyadı ibaresinin keşideci tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanmamış olduğu görüldüğünden, yapılan ilavenin geçerli sayılmayacağı ve senedin bono niteliğinde olmayacağı-
“Takibe konu senedin teminat için verildiği” ileri sürüldüğünde, bu husus borçlu tarafından belgeye dayanılarak ya da alacaklının ikrarı ile belirlenebileceği, bu halde takibe konu senedin teminat için verildiğinin ispatı üzerine, artık senet kambiyo niteliğini yitireceğinden “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Suça konu bononun, 10 Ağustos 2000 ve 16.11.2000 şeklinde iki ayrı vade tarihi taşıması nedeniyle senedin "bono" vasfını taşımadığı bu nedenle sanığın eyleminin "özel belgede sahtecilik" suçunu oluşturacağı-
Temel ilişkiye yönelik iddiasını diğer delillerle kanıtlayamayan davacının, dava dilekçesinde “vs.delil” ibaresine yer vermek suretiyle yemin deliline de dayandığına göre, mahkemece yemin hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Şirket yetkilisi tarafından da olsa senede atılan ikinci imza, şirket kaşesi olmadan atılmış ise, burada keşideci sıfatı söz konusu olmayacağından, bu imza aval olarak kabul edilip, bu imza sahibinin borçtan şahsen sorumlu olacağı- Senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemeyeceği-
Bir senedin bono vasfını kazanabilmesi için ‘bono’ veya emre muharrer senet kelimelerini, senet başka bir dilde yazılmışsa o dilde ‘bono’ karşılığı olan kelimeyi içermesi gerekeceği, şikâyet konusu senet ‘ muharrer senet ‘ ifadesi içeriyorsa da ‘emre ‘ kelimesi içermediğinden bono vasfını taşımayacağı-
Tanzim yeri (kent, ilçe, bucak, köy olarak "idari birim" şeklinde) gösterilmeyen bonoların kambiyo niteliğini yitireceğinden, borçlunun şikayetinin kabul edilerek, yapılmış olan takibin İİK. 170/a uyarınca iptali gerekeceği-