Takibe dayanak bononun verilmesine esas olduğu iddia olunan ............ tarihli protokolün 3.4. maddesinde; muteriz borçlu (keşideci) ............ tarafından davalı alacaklıya 2.000.000 TL'lik teminat senedinin elden teslim edildiği, ödemenin yapılması ile beraber teminat senedinin geçerliliğini kaybedeceği ifadelerinin yer aldığı ve protokolün taraflarca imzalandığı görüldüğünden, takibe dayanak bononun teminat olarak verildiği, dolayısı ile senedin, TTK'nın 776/1-b maddesinde belirtilen "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığının ve kambiyo senedi vasfına haiz olmadığının anlaşıldığı, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, alacaklı tarafından takibe konu edilen senetlerde tanzim yeri gösterilmediği gibi, tanzim edenin adı ve soyadı yanındaki adreste de idari birim yazılı olmadığından, tanzim yeri içermeyen dayanak belgenin, 6102 sayılı TTK'nın 776/1-f maddesi gereğince kambiyo senedi vasfında bulunmadığı, icra takibine konu alacak hangi zamanaşımı süresine tabi ise, icra takibinin kesinleşmesinden sonraki dönemde de aynı zaman aşımı süresinin uygulanacağı, bu durumda, kambiyo senedi niteliği taşımayan dayanak belgelerin, bono niteliğinde olmayıp, adi havale hükmünde olduğundan takip, dayanak senetlerin tanzim tarihleri itibariyle uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 146. maddesinde düzenlenen on yıllık zaman aşımına tabi olacağı, takipte bu sürenin dolmadığı ve dolayısıyla zaman aşımının gerçekleşmediği anlaşıldığından, mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Senet üzerinde bulunan “24.01.2018 tarihli protokole istinaden düzenlenmiştir.” ibaresi, tek başına senetlerin teminat senedi olduğu iddiasını ispata yeterli değil ise de bu ibare, 24.01.2018 tarihli protokolle birlikte değerlendirildiğinde; protokol içeriğindeki taraflar, miktar ve vade tarihi takibe konu bono ile aynı olup, bahse konu bononun taraflar arasındaki ilişkinin teminatı olarak verildiğinin, ilgili maddelerde belirtildiği şekilde kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermediğinin anlaşıldığı, ayrıca senet metninden anlaşılan mutlak def’i mahiyetindeki iddiaların senet hamili olan herkese karşı ileri sürülebileceği, o halde mahkemece, İİK'nın 170/a-2 maddesine göre takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak çekin 01.07.2021 keşide tarihli ve 100.980,00 USD tutarlı olduğu, borçlu tarafından dosyaya sunulan 04.02.2021 tarihli Duman ve Yangın Perdeleri Yapılması Taşeron Sözleşmesinde takip alacaklısının işveren, borçlunun taşeron olarak gösterildiği sözleşmenin 21. a maddesinde; "işveren sözleşme imzalanmasını müteakip idareye taşeron tarafından sunulacak projenin onayı sonrası taşerona avans olarak 31.860 USD nakit ve 63.720 USD 105 gün vadeli çek verecek ve avans teminatı olarak açık tarihli 95.580 USD çek alacaktır, imalatlar tamamlandığında teminat çeki iade edilecektir" denildiği, 25. maddesinde; “Taşeron 5.400 USD tutarlı teminat çeki verecektir.” düzenlemesinin yer aldığı, bu maddelerdeki ibarelerde takibe dayanak çeke miktar, keşide tarihi yönlerinden açık atıf yapılmadığı, çek üzerinde teminat olgusunu ortaya koyacak bir ibare yer almadığı gibi davalı alacaklı tarafça da teminat iddiasının kabul edilmediği anlaşıldığından, mahkemenin itirazın reddine ilişkin kararına karşı borçlu tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip konusu senetlerden ........... tanzim, ............. vade tarihli icraya konu senette tanzim yeri bulunmadığının görüldüğü, Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf edenin sıfatı dolayısıyla keşide yeri olmadığının göz ardı edileceği gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de; İİK 170/a-2 gereği re'sen incelenmesi gerekeceğinden hükmün yerinde olmadığı, bu durumda, takip dayanağı senette tanzim yeri bulunmadığından, mahkemece bu senede münhasır olarak İİK'nın 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Davacı-borçlu tarafından 28.04.2013 tarihli sözleşme uyarınca takibe dayanak senedin teminat senedi olduğu ileri sürülmüşse de Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına dayanak 28.04.2014 tarihli, "bu bir sözleşmedir" başlıklı belgenin sol üst kısmındaki tarih tahrifatlı olup, 2014 yılında düzenlendiği anlaşılan bu belgedeki takibe dayanak bonoya ilişkin vade tarihi ve miktarının tahrifatlı olduğu, bu nedenle belirtilen belgeye itibar edilemeyeceği, ayrıca 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı ve yine 20.6.2001 tarih ve 2001/112-496 sayılı yerleşik içtihatlar gereğince iş bu sözleşmede senedin düzenleme tarihi açıkça belirtilmediğinden davacı-borçlunun teminat iddiasını İİK'nın 169/a-1 maddesinde belirtilen nitelikte yazılı bir belge ile ispatlayamadığının anlaşıldığı, bu nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesince, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bedel hanesinde rakamla "272.000", yazı ile "İKİYÜZONİKİ (İŞARET) TL" yazılı bonoya dayalı olarak 2010 yılı itibariyle icra takibine girişildiği, menfi tespit davasının yaklaşık altı yıl sonra açıldığı uyuşmazlıkta, TTK. hükümleri uyarınca, "senedin yazı ile yazılı bulunan miktar için geçerli sayılması" gerekse de, hayatın olağan akışı ilkesi gereğince, taraflar arasındaki ticari ilişkinin kapsamı ve haciz işlemlerinin geldiği aşama dikkate alındığında 212,00 TL için bono düzenlenmesinin mümkün görülmediği ve aksinin kabulünün aşırı şekilcilik olup ağır hak kaybına neden olacağı-
Düzenlenme yerinin belirtilmediği düzenleyenin adının yanındaki adreste de il ve ilçe bilgilerinin yer almadığı senedin bu haliyle kambiyo vasfında olmadığından takibin iptal edileceği ancak tazminata hükmedilemeyeceği-
Senette düzenlenme yerinin yazılı olması gerektiği- Senetin düzenlendiği yer gösterilmeyen bir bononun, düzenleyenin adının yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılacağı- Senette tanzim yeri olarak idari birim adının (kent, ilçe, bucak, köy gibi) yazılmasının zorunlu ve yeterli olduğu- Senette kısaltılmış olarak yazılan keşide yerinin kabul edilebilmesi için bunun belirgin ve duraksamaya mahal bırakmayacak bir yeri göstermesinin gerekli olduğu- Somut olayda, takibe dayanak bonoda "Ç.Köy/T.Dağ" olarak belirtilen tanzim yerinin belirgin bir idari birimi belirtmediğinden takibin iptali karar verilmesi gerektiği-
Borçlu tarafından yapılan yetki itirazında yetkili icra dairesinin doğru gösterilmemesi sebebiyle İlk Derece Mahkemesinin yetki itirazının reddi kararının yerinde olduğu, her iki takipte borcun sebebinin farklı olması nedeniyle mükerrer takip iddiasının yerinde olmadığı, teminat iddiasının da ispatlanamadığı, senette ödeme gününün yazılmamış olmasının tek başına teminat senedi iddiasını ispata yeterli olmadığından bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu belirtildikten sonra, borçlu aleyhine hükmedilen tazminatın takip çıkışı üzerinden verilmesinin hatalı olduğu- Yetkiye ve borca itirazın reddi ile takibin durdurulması nedeniyle borçlu aleyhine takip konusu asıl alacak üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesinin yerinde olduğu-