Müşterek borçlu ve müteselsil kefile başvurabilmenin koşulu asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması olup, dosya içeriğinden de alacaklı bankanın hesabı kat ettikten sonra asıl borçluya tebliğden itibaren 7 günlük süre vermek suretiyle alacağının ödenmesini isteyen ihtar gönderdiği, ihtarnamenin İİK'nın 68/b maddesi uyarınca borçlu şirketin sözleşmede bildirdiği adrese tebliğ edildiği, borçlunun ifada geciktiği ve alacaklı tarafça tanınan sürede borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla mahkemece "TBK'nın 586/1. maddesinde öngörülen kefile müracaat edebilme koşulunun gerçekleştiği" nazara alınarak, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiği-
Acente olduğu belirtilen şirketin ihtiyati haciz talep edenin sunmuş olduğu belgelerle, taşımada aracılık yaptığı ispatlanamadığı için, "ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kalması halinde ayrıca kefillere ihtarda bulunulmadan ihtiyati haciz istenilebileceği-
İpoteğin borçlu lehine verilmesi ve İİK'nın 257'inci maddesindeki diğer koşulların oluşması halinde müşterek borçlu müteselsil kefiller hakkında kefil olunan miktar için, ihtiyati haciz kararı verilebileceğinden, celbedilen ipotek akit tablosundan, müşterek kefillere ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin, kredi borçlusu lehine verildiği anlaşıldığından, mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi doğru olmadığından, kararın bozulması gerektiği-
Mahkemece, söz konusu borç için, talep eden banka lehine borcu karşılayacak miktarda ipotek bulunduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamında gerekçeye esas alınan ipoteğe dair senet bulunmadığından, ipotek senedinin ibrazının sağlanmasının ardından kefalet borcunun ipotekle teminat altına alınıp alınmadığı konusunda bir hüküm bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekeceği-             
"İhtiyati haciz isteyen banka tarafından hesabın kat edildiğine ve söz konusu hesap kat ihtarnamesinin borçlulara tebliğ edildiğine dair belgenin bulunmadığı" gerekçesiyle "ihtiyati haciz talebin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz istemlerinin incelenmesinin basit yargılama usulüne tabi olduğu- İhtiyati haciz istemi, mahiyeti gereği, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde belirtildiği üzere gerek istemde bulunanın ve gerekse de aleyhine istemde bulunulanın mal varlığı haklarına ilişkin bir “iş” niteliğinde olup aksine bir düzenleme söz konusu olmadığı için bu işler bakımından asıl görevli mahkemenin asliye hukuk ve/veya işin mahiyetine göre asliye ticaret mahkemesi olduğu-
Mahkemece, davacının yetkili çek hamili olmadığından bahisle talebin reddine karar verildiği fakat dosya içerisinde bulunan çek fotokopisinin incelenmesinde birbirini takip eden ciro silsilesinde ihtiyati haciz talep eden şirket isminin bulunduğu, çeki bankaya ibraz eden son hamilin davacı şirket olduğu bu nedenle davacının yetkili hamil olduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerektiği-
Ancak rehinle temin edilmiş olmayan para alacakları için ihtiyati haciz isteminde bulunabileceği-
Hamilin, keşideciye ve onun lehine aval verene karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için, bononun vadesinin gelmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca ödememe protestosu çekmesi ve bu protestoyu bono ile birlikte ihtiyati haciz talebine eklemesinin gerekmediği-