Kat ihtarı asıl borçlunun sözleşmede gösterilen adresine tebliğe çıkarıldığı;ancak adreste bulunamadığından bahisle tebligat yapılamadığı, bu durumda TBK’nın 586/1 maddesinde düzenlenen ifada gecikme ve ihtarın sonuçsuz kalması koşulu gerçekleşmiş bulunduğundan mahkemece talebin kabulü gerektiği-
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borcun muaccel hale gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olmasının yeterli olduğu- İcra takip tarihi ile ihtiyati haciz talep tarihi arasında bir yıllık işlem süresinin geçtiğinden bahisle ihtiyati haciz talebinin reddedilemeyeceği-
İhtiyati haciz isteminin dayanağı (borçlu şirketin keşideci, diğer borçluların aval veren olarak yer aldıkları) bono olup, İİK'nın 167/I. maddesi uyarınca alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılmasına engelin olmadığı, bu nedenle, asıl borçlu yönünden itirazın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi, diğer borçlular yönünden daha önce verilen ihtiyati haciz kararı, kredi sözleşmesine ilişkin olduğundan, tahsilde tekerrürü olmamak kaydıyla, bonoya dayalı takip yapılmasında da engelin bulunmadığı-
İhtiyati haciz istemlerinin basit yargılama usulüne tabi olacağı-
İİK'nın 257/2. maddesi kapsamında, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, kaçması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması hali ancak vadesi gelmemiş borçlar yönünden aranan bir şart olarak düzenlendiği- Bu kapsamda, somut olayda ihtiyati hacze konu kredi borcuna ilişkin olarak kat ihtarı çıkarıldığı ve borcun muaccel hale gelmiş olduğu anlaşılmakla, yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davada taraf olmayan üçüncü kişiler aleyhine ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Müteselsil kefilin taşınmaz limit ipoteğine bağlı kefaletleri nedeniyle alacak teminat altına alındığından, hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati hacze konu genel kredi sözleşmesini borçlunun kefil olduğu miktarı yazıp imzaladığı, kredi ilişkisinin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması nedeni asıl uyuşmazlık yönünden asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiği yönündeki iddianın ihtiyati hacze itiraz sırasında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı-
Mahkemece, "tüm dosya kapsamı uyarınca ihtiyati hacze konu alacağa ilişkin olarak asliye hukuk mahkemesinde alacak davasının devam ettiği, ihtiyati hacze konu alacağın varlık ve miktarının yargılamayı gerektirdiği" gerekçesiyle "ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
Müşterek borçlu ve müteselsil kefile başvurabilmenin koşulu asıl borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması olup, dosya içeriğinden de alacaklı bankanın hesabı kat ettikten sonra asıl borçluya tebliğden itibaren 7 günlük süre vermek suretiyle alacağının ödenmesini isteyen ihtar gönderdiği, ihtarnamenin İİK'nın 68/b maddesi uyarınca borçlu şirketin sözleşmede bildirdiği adrese tebliğ edildiği, borçlunun ifada geciktiği ve alacaklı tarafça tanınan sürede borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmakla mahkemece "TBK'nın 586/1. maddesinde öngörülen kefile müracaat edebilme koşulunun gerçekleştiği" nazara alınarak, ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiği-