"Davalının çeki iktisapta ağır kusurlu bulunduğu veya kötü niyetli olduğu" hususunun, davacı tarafından ispat edilememiş olmasına göre, "davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararında borçlunun adının yer almadığı ancak ödeme emrinde yer aldığı, şikayetçi borçlunun adının ihtiyati haciz kararına tavzih kararı ile eklendiği ve bu tarihler arasında şikayetçi borçlu aleyhinde takip işlemleri yapılmış olduğu anlaşıldığından mahkemece; HMK'nun 33. maddesi gereğince şikayetçi borçlunun adının yer almadığı ihtiyati haciz kararına dayanan işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekirken icra takibini de kapsar şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Çatmanın geminin işletilmesiyle ilgili olması sebebiyle deniz alacağı doğurduğu ve bundan dolayı ihtiyati haciz talep edilebileceği-
4603 s. K. gereği yeniden yapılandırma süreci içindeki ihtiyati haciz isteminde bulunan Türkiye Halk Bankası A.Ş.'nin yeniden yapılandırma süresini uzatma yetkisinin Bakanlar Kurulu'na verildiği, Bakanlar Kurulu'nun da yeniden yapılandırmaya ilişkin süreyi 25.11.2010 tarihinden itibaren 5 yıl uzattığı, ihtiyati haciz kararı talebinin bu 5 yıllık süre içinde yapıldığı, 5230 s. K. mad. 11'e göre yeniden yapılandırma sürecinde ihtiyati haciz taleplerinde teminat şartı aranmayacağı belirlendiğine göre, ihtiyati haciz talebinde bulunan banka lehine kanuna dayalı olarak teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz talebine konu çeklerin ihtiyati haciz isteyen alacaklıya rehin cirosu ile geçtiği, çekin rehin cirosu ile devrinin yasak olduğundan bahisle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı-
İhtiyati haczin dayanağı sözleşmede yetkili mahkeme düzenlendiğinden, yetki itirazının yerinde olmadığı-
TBK. 586/1 gereğince, maddede sözü edilen koşullar oluştuğunda alacaklının asıl borçlu lehine verilen ipoteğe el atmadan müteselsil kefilleri takip etmesinin mümkün olduğu-Kefilin kendi kefaleti için değil, asıl borçlu için ipotek tesis etmesi de kefile başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinden, asıl borçluya yapılan ihtarın da sonuçsuz kaldığının anlaşılmasına göre, mahkemece ihtiyati haciz talebinin kabul edilmesi gerekeceği-
Müteselsil borçlu ve kefillere alacaklının takipte bulunabilmesi, TBK. mad. 586 ile düzenlenmiş olup buna göre kefiller lehine getirilen hükümlerden, sözleşme ile önceden feragat etmenin imkanı bulunmadığından, ayrıca, asıl borçluya çıkarılan kat ihtarının henüz ihtiyati haciz talep tarihinde ihtiyati hacze itiraz eden/borçluya tebliğ edilmediği de nazara alındığında, mahkemece, muteriz borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi doğru olmayıp bu yoldaki mümeyyiz borçlunun itirazlarının kabulüyle, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekeceği-
Kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar bakımından, teslime bağlı rehin yanında, zilyetliğin alacaklıya devrine gerek olmaksızın, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile kaydedilmek suretiyle taşınır mal üzerinde rehin kurulabileceği, böyle bir rehnin teslime bağlı taşınır rehni olmadığından, TBK’nın 586’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesine göre müteselsil kefilin takibine engel teşkil etmeyeceği-
Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, kaçması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinin ancak vadesi gelmemiş borçlar yönünden aranan bir şart olarak düzenlendiği, ihtiyati hacze konu senedin vadesinin gelmiş olduğu anlaşıldığından borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekeceği-