İhtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığının İİK.'nun 257. maddesi kapsamında belirlenmesi gerekirken, "alacaklının banka olduğu"ndan bahisle, bankaların kredi müşterilerinden ciro yoluyla aldıkları çeklerdeki ciroların rehin cirosu olduğu kabul edilerek ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İhtiyati haciz isteyen taraf "çatma nedeniyle gemi alacaklısı hakkı doğduğunu" ileri sürerek ihtiyati haciz talebinde bulunduğuna göre, mahkemece talebin 6102 sayılı TTK’nın 1369/ 1-e maddesi gereğince incelenip değerlendirilmesi gerekirken, somut uyuşmazlıkta uygulanma yeri bulunmayan TTK’nın 1369/ 1-a maddesi uyarınca karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İİK'nın 257. maddesi gereği ihtiyati haciz kararı verebilme şartı olan vadesi gelmiş bir para borcu olmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verileceği-
İİK’nın 257 vd. maddelerinde belirtilen ihtiyati haciz şartlarının talep dayanağı bononun vadesinin gelmesi ve ödenmemesi karşısında gerçekleşmiş olduğu, mahkemece, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İpotek asıl borçlu lehine verilmiş olup, kefillerin sorumlu olduğu miktarın, borç tutarından TBK'nın 586/2. maddesi gereğince sadece menkul rehni tutarı düşülerek ve ihtiyati haciz isteyen alacaklının her bir kefil yönünden talep ettiği miktar da nazara alınarak belirlenmesi gerektiği-
Bir takibin kesinleşmesinden önce mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararıyla taşınmazlara haciz konulabileceği-
Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklar ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği-
İhtiyati haciz isteminde mahkemece yapılacak iş, kredi için ipotek verilmiş ise ipotek senedinin ibrazının sağlanması, ardından ipoteğin asıl borcun teminatı için mi, yoksa kefaletin temini için mi verildiğinin belirlenmesi ve "asıl borçlu için ipotek verilmesinin kefile başvurulmasına engel teşkil etmeyeceği" de gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar mahkemece, "kefalet hükümlerinin 6089 sayılı TBK'nın 2/(1) maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin kurallardan olduğu ve bu sebeple geçmişe etkili olacağı" kabul edilmiş ise de, kefalet hükümleri kamu düzenine ilişkin kurallardan olmamakla, mahkemenin bu kabulünün yerinde olmadığı, bu itibarla, mahkemece "talebin, sözleşmenin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK hükümlerine göre değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi" gerekeceği-
İhtiyati hacizde kefilin sorumluluğunun, kredi sözleşmesinde belirlenen kefalet limiti ile kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından ibaret olduğundan, borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına kefalet limiti kadar ihtiyati haciz konulmasına karar verileceği-