İlgili kredi sözleşmesi ve ekleri celbedilerek ihtiyati haciz istemine mesnet teşkil eden bononun alacaklı Bankaya kredi alacağının tahsili amacıyla verilip verilmediği üzerinde durularak, 5230 sayılı yasanın 11. madde hükmü de değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği-
Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği- İİK 257. madde koşullarının oluşmasının, ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için yeterli olduğu -
İsteme dayanak bono metninde "bononun kredi sözleşmesi teminatı olduğuna" dair herhangi bi ibare ve açıklık bulunmadığı ve dosyada bu yolda herhangi bir delil olmadığı gibi bononun, teminat senedi olarak düzenlenmesi de, kıymetli evrak vasfını etkilemeyeceğinden istemin reddinin doğru görülmediği-
Talebe konu kredi ticari kredi olup, işbu krediye dayalı olarak ihtiyati haczin asliye hukuk mahkemesinden talep edilmiş olması karşısında, mahkemece talep hakkında yanılgılı değerlendirme ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemenin ret gerekçesi olarak gösterdiği dosyada verilen ihtiyati tedbir kararının, mahiyeti itibariyle ihtiyati haciz kararı verilmesini engelleyecek nitelikte olmadığı, söz konusu tedbir kararının, ihtiyati haciz kararının uygulanması ile ilgili olduğu- Bu nedenle mahkemece, borçlu hakkındaki talep değerlendirilerek koşulları varsa ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-
İhtiyati haciz isteyen bankanın talebe konu konu çeki A. Y.dan beyaz ciro yoluyla devralarak çekin hamili olduğu ve ayrıca çekler üzerinde rehin cirosuyla devredildiğine dair bir ibare de bulunmadığı gözetilmeksizin, yazılı gerekçeyle talebin reddi isabetsiz olduğu-
Hamilin, keşideciye ve onun lehine aval verene karşı ihtiyati haciz isteyebilmesi için, bononun vadesinin gelmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca ödememe protestosu çekilmesine gerek bulunmadığı- 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 613/3 maddesi gereğince, muhatap veya keşidecinin imzaları müstesna olmak üzere, poliçenin ön yüzüne konulan her imzanın aval şerhi sayılacağı bu durumda kefil hanesinde isim ve imzası bulunanın da aval veren sıfatına sahip olduğu-
İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu da dikkate alındığında, hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gözetilerek, "ihtiyati haciz talebinin kabulüne" karar verilmesi gerekeceği-
Asıl borçlu ile ihtiyati haciz talep eden banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, karşı tarafların da işbu kredi sözleşmesinin müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri oldukları, asıl borçlunun borcuna teminat teşkil etmek üzere 3. şahıslar tarafından ipotek verildiği, dosyada kefaletten kaynaklanan alacağın rehinle temin edildiğini gösterir bir belgenin bulunmadığı, bu itibarla, ihtiyati haciz talep edenin, kredi sözleşmesinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı taşıyan karşı taraflar aleyhine, TBK'nın 586. maddesine dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunmasına engel bir durum bulunmadığı-
"Talebe konu senedin vadesinin henüz gelmediği, vadesi gelmemiş bir alacaktan dolayı borçlunun belli bir yerleşim yeri yok ise, taahhütlerinden kurtulmak amacı ile mallarını gizlemesi, kaçırmaya hazırlanması, kendisinin kaçmaya hazırlanması, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması hallerinde ihtiyati haciz talep edilebileceği, talep tarihi itibariyle bu koşulların gerçekleştiğine dair bilgi ve belge bulunmadığı" gerekçesi ile "talebin reddi"ne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-