İsteme dayanak bono metninde bononun kredi sözleşmesinin teminatı olduğuna dair herhangi bir ibare ve açıklık bulunmadığı ve dosyada bu yolda herhangi bir delil olmadığı gibi, bononun teminat senedi olarak düzenlenmesi de kıymetli evrak vasfını etkilemeyeceğinden ihtiyati haciz isteminin reddinin doğru olmadığı-
Mahkemece, dilekçe ekinde yer alan borçluya gönderilen ihtarnamede yazılı borç tutarı üzerinden ihtiyati hacze karar verilmiş ise de, alacaklının talebinin bonoya dayalı olduğu ve bonoda yazılı miktar kadar olduğu gözetilerek, bu bedel miktarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği-
Boşanma kararında yer alan boşanma sebebiyle hüküm altına alınmış olan bir para alacağının, hükmün boşanmaya ilişkin bölümü kesinleşmemişse icra edilemeyeceği- Boşanma kısmı kesinleşmiş ise, para alacağına ilişkin bölümün icra olabilmesi için bu bölümün kesinleşmiş olmasının aranmadığı- Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü bir şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği (İİK. mad. 257/1)- Vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı ise, borçlunun muayyen bir yerleşim yeri yoksa ya da taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklarının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması halinde, ihtiyati haciz kararı istenebileceği, ihtiyati haciz isteyen alacaklının, hacizde haksız çıktığı takdirde, borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve HMK. mad. 84'de yazılı teminatı vermeye mecbur olduğu, ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmayacağı (İİK. mad. 259/1-2)- Henüz kesinleşmemiş boşanma ilamında yer alan maddi ve manevi tazminatın tahsilini temini için borçlunun malvarlığına teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına ilişkin talebin bu esaslar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece, "maddi ve manevi tazminatı ihtiva eden boşanma ilamının taraflarca temyiz edildiği ve henüz kesinleşmediği, aile hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmeden infaz edilemeyeceği, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı" gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacak kredi sözleşmesinden doğmakta olup, alacaklının ihtiyati haciz talebi ile birlikte İİK. 259/1.maddesi uyarınca teminat göstermesi zorunlu olup, sözleşmelerde bu zorunluluğun aksine olarak yapılan düzenlemeler anılan yasa hükmü karşısında geçersiz olduğundan, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalı tarafın mal kaçırma ihtimalinin kuvvetli bulunduğu, bu nedenle, ihtiyati haciz talebinin uygun görülecek bir miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati haczin şartlarının oluşup oluşmadığının İİK’nın 257. maddesine göre belirlenmesi gerekirken, dosya kapsamında çekin rehin cirosuyla verildiğine dair delil bulunmadığı halde, mahkemece, söz konusu çekin başka bir sözleşmenin teminatı olarak alındığı yönünde kuvvetli karine oluşturduğu varsayımına dayalı gerekçeyle, "ihtiyati haciz isteminin reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
İhtiyati haciz kararı verebilmek için İİK’nın 257. maddesindeki şartlar oluşmuş olmasının yeterli olduğu ve başkaca şart aranmasına gerek olmadığı -
Alacağın muaccel hale gelebilmesi için kredi hesabının kat edilmesi yeterli olup, ayrıca buna ilişkin ihtarnamenin borçlulara tebliğinin gerekli olmadığı-
İpoteklerin kefillerin kefalet borcu için tesis edilmediği bu durumda, 6098 sayılı TBK'nın 586. maddesi gereğince ipoteğin kefillerin borcu için verilmediği anlaşılmakla, bu gerekçeyle kefiller yönünden talebin reddinin doğru görülmediği- İflasın ertelenmesi davası esnasında icra takibinin önlenmesi yönünde verilmiş tedbir kararı, ihtiyati haciz kararı verilmesi için engel teşkil etmeyeceği-
Müteselsil kefil hakkında icra takibine girişilebilmesi için diğer koşulların yanında ayrıca müteselsil kefile de ihtar gönderilmesi gibi bir koşulun yasada yer almadığı- Hem asıl borçluya, hem de müteselsil kefile aynı anda ihtar gönderilip borçluya gönderilen ihtarın tebliğine rağmen verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine yasada belirtilen koşullar gerçekleşmiş olacağından, bu durumda müteselsil kefil aleyhine takibe girişilebileceği- TBK'nın 586/1. maddesine göre, asıl borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kalması halinde ayrıca müteselsil kefilin mirasçıları yönünden de ihtarda bulunulmadan ihtiyati haciz istenilebileceği-