Mahkemece, aynı bilirkişiden, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihindeki hasarsız 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespit edilmesinden sonra aradaki farkın hesaplanarak değer kaybı miktarının bulunması hususunda ayrıntılı, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olsa bile kısmi dava açılabilmesi mümkün hale geldiği, davacı talebine göre araç hasarının belirlenmesi için yargılama gerektiğinden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazası sonucu oluşan araç hasar bedeli ile manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacının talebiyle bağlı kalınarak ve talep ettiği miktar üzerinden kusur indirimi ile tazminatın belirlenip hüküm altına alması gerektiği; yanılgılı değerlendirme ve HMK'nın 26. maddesindeki taleple bağlılık ilkesine aykırı biçimde, davacı talebini aşarak davacı lehine tazminata hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
D.çelerin teati aşamasının geçilip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, sadece HMK’nun 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözden kaçırılarak, kapsamı da belirtilmeden gider avansı istenmesi yerinde olmadığından, yazılı şekilde dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın açılmamış sayılması kararı usule ilişkin temyizi mümkün nihai bir karar olup, derdestlik yönünden kararın temyiz edilmeden veya temyiz edilmesi sonucu kesinleşmesi gerekmeyeceğinden davanın açıldığı tarihte derdest bir dava bulunmadığından, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı(TTK. mad. 4)- Davacıya sigortalı M. Lojistik Ulus. Taş. Depo Dağ. Ve Tic. A.Ş.'ye ait işyerindeki emtianın çalınması nedeniyle davacı tarafından sigortalıya ödenen teminat bedelinin, zarara neden olduğu iddia edilen davalılardan rücuan tahsilinin talep edildiği, bu itibarla davacının halef olduğu gözetilerek davanın nitelendirmesi yapılırken sigortalı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiği, bu ilişkinin sözleşmesel bir ilişki olduğu, sözleşmenin her iki tarafının da tacir olduğu, dolayısı ile davanın ticari bir dava olduğu, haksız fiile dayalı tazminat davası olmadığı anlaşıldığından davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği- 
Mahkemece mahallinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak dava konusu yerin aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği hususunda denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu alınarak, tahliyeden sonra kiracının sorumlu olduğu kira parası miktarının belirlenmesi gerekirken, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, taşınmazın fabrika binası olması nedeniyle istenen kira alacağının uygun bulunduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sözleşmeye aykırı davranışın manevi zarara yol açabileceği, manevi zararın mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade edeceği, TBK.nun 114. maddesinin ikinci fıkrasında "haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hallerine de uygulanır" tarzında yapılan yollamanın kapsamına manevi tazminatın da girdiği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, davacının davasını belediyenin hizmet kusuruna dayandırarak açtığı, kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyenin kamu hizmeti sırasında verdiği zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, hizmet kusurundan dolayı açılan davaların, İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunu’nun 2’nci maddesi hükmü uyarınca idare aleyhine idari yargı yerinde tam yargı davası olarak ikame edilmesi gerekeceği, bu durumda mahkemece davanın HMK 114/1-b.maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemi-