Montreal Konvansiyonu’nun 19. maddesinde taşıyıcıların; yolcunun bagaj ve kargolarını taşırken meydana gelen gecikmeden doğan hasarlarından sorumlu olacakları söylenmiş ise de işbu sorumluluğun manevi yönünün bulunup bulunmadığı noktasında açıklık olmadığı- Ancak uğranılan manevi zararların TBK.m.58'e dayanılarak talep edilebileceği- Davacıların 4 gün sürecek yurt dışı turu için tercih ettikleri hava yolu firmasının, davacıların bagajını uçakla birlikte değil de 3 gün sonra getirmesi halinde ve davacıların bagajlar getirilene kadar hava yolu firması ile iletişimde olmaya çabaladıkları, kronik hastalıkları için kullandıkları ilaçların ve seyahat için gerekli diğer kişisel eşyalarının bagajlarda bulunduğu, planlanan 4 günlük seyahatinin ilk 3 gününün valizlere ulaşamamanın verdiği stres ve sıkıntıyla geçtiği anlaşılıyorsa manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davacının, davalı bankadaki mevduatının ona ait nüfus ve hesap cüzdanı kullanılmak suretiyle aynı evde kaldığı arkadaşı tarafından çekilmesine ilişkin somut olayda; davalı banka tarafından davacının, dava dışı (ev arkadaşı) ile birlikte bankayı dolandırmak amacıyla el ve iş birliği içerisinde olduğu iddia ve ispat edilebilmediğinden; itimat kurumu olan bankaların aldıkları mevduatları özenle korumak zorunda olmaları ve bu konuda objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu bulunmaları karşısında davacının zararından davalı bankanın sorumlu olduğu ve zarar görenin ortak kusurunun da bulunmadığından tazminatta indirim yapılamayacağı-
Hakkaniyet elverdiği takdirde tam ehliyetsiz olan kişinin, diğer tarafın batıl hukuki işlemin hüküm ifade ettiğine olan güveni nedeniyle oluşan zararından sorumlu olacağı- Kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapan ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratan ehliyetsiz kişinin bu zarardan sorumlu olacağının kabulü gerektiği- Tam ehliyetsiz kişinin kendisini ehil bir kişi gibi gösterip hukuki işlem yapması ve bu suretle karşı tarafı zarara uğratması, normal bir insanla eşdeğer tarzda hareket etmesi halinde hukuki muamelenin hükümsüzlüğünü ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağı-
Vekilin özen borcuna aykırılık halinde tazminat istenebilmesinin; vekilin davranışıyla oluşan zarar arasında illiyet bağı olması gerektiği-
Eser sözleşmesinin ayıplı ve eksik ifası nedeniyle tazminat istemi-
3. HD. 18.09.2018 T. E: 1743, K: 8628-
3. HD. 12.09.2018 T. E: 2017/10489, K: 8461-
Anne-babanın, çocuğunun haksız fiil ve/veya akde aykırılık sonucu ölmesi nedeniyle açtığı destekten yoksun kalma tazminatı davalarında, desteklik ilişkisinin varlığının ispatı için Sosyal Güvenlik Kurumundan gelir bağlanması şartının aranmayacağı, destekten yoksun kalma tazminatı davalarında çocukların anne-babaya destek olduklarının karine olarak kabulünün gerektiği-
Devlet Hastanesinin verdiği sağlık raporuna göre akıl zayıflığı ve orta derecede zeka geriliği mevcut olan, ayrıca başkalarının bakım ve gözetimine muhtaç olan ve kendisine vasi tayini gereken bir kişinin, henüz vasilik görevi bulunmadan (daha sonra vasi olarak atanacak) kardeşi aracılığı ve kefaleti ile bankadan tüketici kredisi çekmek suretiyle menfaat elde ettiği ve davalı bankanın ödeme talebine kadar tam ehliyetli biri gibi hareket edebilen kısıtlının, borcun ifası istendiğinde ehliyetsizliğini ileri sürerek ifadan kaçınmasının hakkın kötüye kullanılması olduğu-
Davaya konu makinelerin davacı kiracının yedinde iken, üçüncü kişi tarafından haczedildiği ve kiracının kiralananı kullanımına engel olunduğu, bu durumda kiraya veren tarafından davacı kiracının zararlarının tazmin edilmesi gerekeceği, ne var ki, TBK' nun 114. (BK'nun.98) maddesi uyarınca, sözleşmeye aykırılık hallerinde de uygulanması gereken, TBK' nun 52. (BK.'nun.44) maddesi hükmüne göre, davacı kiracının da zararın artmaması için gerekli çabayı göstermek zorunda olduğu, davacının dava konusu makinelerin haczedilmesi nedeniyle siparişleri yetiştiremediğini ve bu sebeple müşterilerine tazminat ödemek zorunda kaldığını belirterek tazminat talebinde bulunduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre talebin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; alınan bilirkişi raporunda, makinelerin haczi sonrasında benzer makinelerin piyasadan temin edilip, siparişlerin kalan sürede yetiştirilip yetiştirilemeyeceği, bu kapsamda davacının da müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı bu nedenle tazminat miktarının indirilmesi veya kaldırılması gerekip gerekmediği üzerinde durulmadığı, o halde; mahkemece, bilirkişilerden ek rapor alınarak davacının müterafik kusuru olup olmadığı saptanarak, davalının sorumlu olacağı tazminat olup olmadığı ve olacak ise ne miktarda sorumlu olduğu hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-