Tüzel kişilerin kaşesi (mührün) üzerine atılan imzaların tek imzanın sonuçlarını doğuracağı, tamamen açığa atılan imzanın ise aval olarak değerlendirileceği dikkate alınarak, takibe konu bonoda, borçlunun imzalarının, keşideci köy muhtarlığı adına ve muhtarlık mührü üzerine atılmış olması nedeni ile borçlunun itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verileceği-
Borçlunun imzaya itirazının incelemesinde; UYAP sisteminde yapılan detaylı aile nüfus kaydı sorgulamasında borçlunun tebligatta adı geçenin isminde bir kardeşinin olmadığı, bu hali ile borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğu, borçlu asile usulüne uygun meşruhatlı davetiye çıkarılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği -
Alacaklının, lehtarın cirosu ile yetkili hamil sıfatını kazandığı bu durumda alacaklı, senedi tanzim eden borçlunun imzasının sıhhatini bilemeyeceğinden ağır kusurlu kabul edilemeyeceği ve icra inkar tazminatından sorumlu olmayacağı-
İmzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı tesbit edilemediğinden bu durumda imzanın borçluya ait olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanamadığı, itirazın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklının, borçlunun şirketinde çalıştığı dönemde, borçlu tarafından çeşitli amaçlarla alacaklıya verilen imzalı boş A-4 kağıtlarını, alacaklının bono haline getirerek hakkında takibe giriştiği, bu şekilde açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, senet altında muteriz borçluya atfen atılı bulunan imzanın ise inkar edilmediği; borçlunun bu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesinin bu itirazı incelemekle görevli olduğu, borçlunun borcunun olmadığına ilişkin ileri sürdüğü sebep, icra mahkemesinin görevini tayinde belirleyici bir unsur olmadığı, İİK'nun 169/a ve 170/a maddeleri kapsamında; borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yürütülen sahteciliğe ilişkin soruşturma gerekçe gösterilerek, HMK'nun 209. maddesi uyarınca anılan soruşturma sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının, takip dayanağı senette lehtar, borçlunun ise senedi düzenleyen olduğu, bu durumda, alacaklı lehtarın, imzaya itiraz eden düzenleyenin imzasının sıhhatini bilecek durumda olduğundan senedi takibe koymada ağır kusurlu kabul edilmesinin gerekeceği-
Çekteki imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklı olduğundan bu iddiayı ispat külfetinin de alacaklıya ait olduğu-
Borçlunun imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddiasını beş gün içinde ve açıkça icra mahkemesine bildirmesi gerekeceği-
Bonodaki imzaların borçlu eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imza itirazı kabul edilen borçluya karşı başlattığı takipte ağır kusurlu sayılacağı, mahkemece, borçlu yararına tazminata ve ayrıca alacaklı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Bononun keşide tarihi itibariyle borçlu şirket yetkililerinin belirlenmesi, mahkemece yöntemince imza örnekleri toplanıp imza incelemesi yaptırılarak takibe konu bonolardaki imzaların borçlu şirket yetkilisine ait olup olmadığının saptanması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-