Taşınmaz satışının muvazaalı olduğu iddiasıyla TBK.’nin 19. maddesine dayanılarak açılan bir davada, muvazaa iddiasının kabulü hâlinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen "tasarrufun iptali davası" olarak değerlendirilip "tapu iptali ve tescil" yerine İİK. m. 283 kıyasen uygulanıp "davalıya ait taşınmaz üzerinde alacak ve ferileriyle sınırlı olarak davacıya haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi" şeklinde hüküm kurulup kurulamayacağı-
TBK.m. 19'a dayalı 'muvazaa nedeniyle açılmış olan tasarrufun iptali' davalarında; yapılan savunma ve sunulan deliller çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, alacaklı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve alacağın doğum tarihinin değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak (bilinen bir adresi yok ise adres kayıt sistemindeki adresi esas alınarak) Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh de düşülerek 21/2. madde uyarınca tebligat yapılması gerekeceği-
İnanç sözleşmesi inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muamele olduğu- Bu sözleşmenin, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil ettiği-
Bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasının, zorunlu olduğu hallerde, bu hak dava konusu edildiği zaman o hakla ilgili birden fazla kişi zorunlu dava arkadaşı (HMK m. 59) durumunda olduğu- Zorunlu dava arkadaşlığında; dava arkadaşları arasındaki ilişki çok sıkı olduğundan, davada birlikte hareket etmek durumunda bulundukları- Zorunlu dava arkadaşlığında dava konusu olan hak tektir ve dava arkadaşı sayısı kadar müddeabih bulunmadığı; bazı hallerde ise, birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılmasında maddi bir zorunluluk olmadığı halde, kanun; gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için, birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen zorunlu kılmıştır ki, bu durumda şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığının (HMK m. 57) söz konusu olduğu- Böyle bir davada, dava arkadaşları hakkında tek bir karar verilmesi veya dava arkadaşlarının hep birlikte ve aynı şekilde hareket etme zorunluluğunun varlığından söz edilemeyeceği-
Dosya kapsamından; dava konusu taşınmazların bilirkişi tarafından belirlenen devir tarihindeki değerleri ile satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, davacı kurum tarafından ... Termik Santralinin kül depolama ve konveyör hattına isabet eden taşınmazların ........ tarihinde kamulaştırma çalışmalarına başlanılması akabinde halen kamulaştırma davaları devam ederken dava konusu satışların yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, taşınmazların belediye imar planından çıkarılmasına ilişkin ......... tarihli ... Belediye Meclis kararından kısa bir süre sonra devredilmiş olduğu, dava konusu taşınmazlara ilişkin ........ Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ............. esas sayılı dosyaları kapsamında belirlenip davacı kurum tarafından devrin yapıldığı davalılardan ... adına yatırılan kamulaştırma bedellerinin anılan davalı tarafından verilen vekaletnameye dayanılarak davalı ...’ün oğlu dava dışı ... tarafından çekildiği anlaşıldığından, bu hususlara göre ve ayrıca davalı ...’ün ekonomik ve sosyal durumu, eldeki dava tarihi, yargılama sırasındaki koşullar ile dosya içerisinde bulunan diğer bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde devirlerin muvazaalı olduğunun kabulü gerekeceği-
Davacıdan ilk durumundaki dava dışına yapılan temlikte inançlı işlem ile ilk durumundaki dava dışın’dan, ikinci el konumundaki kişiye yapılan temlikte ise ikrah ( korkutma) hukuksal nedenine dayanılarak açılan -inançlı işlem ve ikrah (korkutma) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin- davada, taşınmazın son maliki bakımından iddianın incelenebilmesi için, davacı ile ilk el durumundaki dava dışı arasındaki hukuki ilişkinin inançlı işlem olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasının zorunlu olduğu- Bu davalarda birden fazla kişiye karşı birlikte dava açılmasında maddi bir zorunluluk olmadığı halde, kanun; gerçeğin daha iyi ortaya çıkmasını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin doğru sonuca bağlanmasını sağlamak için, birden fazla kişiye karşı dava açılmasını usulen zorunlu kıldığı ve bu durumda şekli bakımdan mecburi dava arkadaşlığından söz edileceği-
Bir kimsenin emniyetteki ifadesindeki beyanların, inançlı işlemin ispatı için yazılı delil olarak kabul edileceği-
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114 ve 115. maddesi gereği dava şartlarından olduğundan yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerekeceği- Dava açıkça muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, TBK.19. (BK.18) maddesinden kaynaklanmakta olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gözetilmeksizin aile mahkemesi sıfatıyla uyuşmazlığın esastan incelenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
'Nam-ı müstear' iddialarının, dinlenebilir iddialar olduğu- Borçlunun mal kaçırmak amacı ile yaptığı muvazaalı işlemlerden zarar gören alacaklıların, dilerse özel hüküm niteliğindeki İİK. 277. vd. göre 'iptal davası' dilerse genel hüküm niteliğindeki TBK. 19. vd. göre 'muvazaa davası' açabilecekleri- İİK 277. vd. göre iptal davası açılmasının, TBK. 19'a göre 'muvazaa davası' açılmasını önlemeyeceği- Davacı alacaklının, bu konuda 'terditli olarak' da dava açabileceği- Mahkemece, davacı tarafından, davalı eşi aleyhine açılmış olan 'mal rejiminin tasfiyesi davası'nın sonucunun bekletici mesele yapılması gerekeceği- Mahkemece yargılama sonucunda İİK. 283/2 maddesi kıyasen uygulanarak hüküm kurulması gerekirken, 'tapu kaydının iptal ile taşınmazın davalı eş adına tesciline' karar verilemeyeceği-