Çekişmeli taşınmazın tamamının ... Nehrinin kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması sebebiyle tapu kaydının iptali ile tescil dışı bırakılmasına ilişkin verilen kararın kesinleştiği, davacı tarafın mülkiyet hakkının sona erdirilmesi karşılığında taşınmazın tam değeri olmasa da bir miktar tazminat ödenmesi gerektiği, taşınmazın nehir yatağında bulunması, zemin özellikleri, tarımsal amaçlı değerlendirmeye müsait olmaması ve benzeri hususlar gözetilerek bilirkişi yardımıyla tespit edilen değerin 1/4'üne isabet eden kısmının ödenmesinin hakkaniyete uygun olacağı-
Paylı mülkiyette kira sözleşmesinin geçerli olabilmesi için pay ve paydaş çoğunluğu ile elbirliği mülkiyette ise tüm paydaşların katılımı ile yapılması gerektiği- Paydaşlardan birinin kiraya veren olarak yapmış olduğu kira sözleşmesi diğer paydaşlarca iptal edilmediği sürece geçerli olacağı ve bu kira sözleşmesinin taraflarını bağlayacağı, davacı kiraya veren sıfatıyla davalı ile aralarında tanzim edilen kira sözleşmesine dayanarak taşınmazların satış tarihine kadar kira alacağının tahsili için icra takibi yapmasında ve itirazın iptali davası açmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu, şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğunun bulunduğu, TMK'nin 702/2. maddesinin bu yönde açık hüküm getirdiği, ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış, bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiğinin kabul edildiği-
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, TMK. mad. 701 uyarınca elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazın elbirliği ortaklarından olanın , ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunduğundan, satış vaadi sözleşmesi halen geçerli olmakla birlikte satış vaadine konu taşınmaz elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından davacı adına tescil edilemeyeceği-
TMK'nun 701 ve 702. maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu-Elbirliği mülkiyetine tabi terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir veya birkaç mirasçının tek başına dava açmasının olanaksız olduğu- TMK'nun 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranacağı, dava açmada bir tasarrufi bir işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte açmaları gerekeceği- Dava sadece mirasçılardan ... tarafından açılmış, davacı vekili taşınmazın vekil edeni adına tescilini istemiş, mirasçılardan ... ile ... davaya muvafakat ettiklerini yazılı olarak bildirmiş iseler de, mirasçılık belgesi ve nüfus kayıtlarından bu kişiler dışında başka mirasçıların bulunduğu anlaşıldığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tüm mirasçılar adına tescil isteğine ilişkin açılan davada, TMK. mad. 701 ve 703'te düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı olmayıp mülkiyetin bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu- Uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği(TMK. mad. 702/2)- Davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- 
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarının iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu- Bu davalarda davalının da davacı gibi aynı haklara sahip olduğu- Davacının satış suretiyle paylaşma istemesinin davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmeyeceği- Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerektiği- Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemeyeceği- Paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümünün paylı bırakılamayacağı- Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanacağı- Paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakimin kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremeyeceği- Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise ilgili belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulundan bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığının sorulacağı- Belediye Encümeni veya İl İdare Kurullarınca 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili Yönetmelik hükümlerine uygun bulunması halinde onaylanması gereken ifraz projesinde kimlere nerelerin verileceği, bu konuda paydaşlar aralarında anlaşamazlarsa hakim huzurunda kura çekilerek belirleneceği- Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerektiği-
Mirasbırakanın ehliyetsiz olması durumunda yaptığı işlemlerin yok hükmünde olacağı, işlemi yapanın ölmesinden sonra ehliyetsizlik nedeniyle murise teb'an ve tüm mirasçılar adına tescil istemi ile dava açılmasının zorunlu ve T.M.K.'nun 701 ve devamı maddeleri gereği olduğu, bunun sonucu olarak miras payı oranında iptal ve tescil istemi ile dava açılamayacağı, diğer bir deyişle bir veya birkaç mirasçının açtığı bu tür davaların dinlenemeyeceği-
Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu; yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu bulunduğu;TMK'nin 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirdiği; ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-
Elbirliğiyle mülkiyette, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların ( iştirakçilerin ) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri gerektiği- Tapunun iptali ile terekeye iade talebiyle açılan davada, elbirliği halinde mülkiyet söz konusu olduğundan, isteğin tereke adına yapıldığı gözetildiğinde öncelikle davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi gerektiği- Davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine TMK. mad. 640 uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği-