Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemine ilişkin davalara sulh hukuk mahkemelerinde bakılması gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğundan bir kısım mirasçıların 3. kişiye karşı miras payına yönelik tescil istemi ile dava açması mümkün bulunmaması nedeniyle açılan davanın dava şartı yokluğu (taraf teşkili) nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
El birliği mülkiyet üzere kayıtlı olan bağımsız bölümünün ½ pay yönünden iptaline ve davacılar adına tesciline kararı verilemeyeceği-
Dava bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların üçüncü kişi durumunda bulunan Hazineye karşı birlikte dava açmalarının zorunlu olduğu- Bilirkişi raporunda farklı senelerde oluşturulmuş bölge haritaları gösterilmiş olup, bulgular senelere göre farklılık gösterdiğinden ve taşınmazın niteliğinin orman olup olmadığı belirlenemediğinden raporun hükme esas alınamayacağı-
Tüm mirasçıların birlikte bankaya müracaat ederek ödeme talebinde bulunmaları veya hazır olmayanların usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri ya da miras ortaklığına temsilci atanması TMK.mad. 644 uyarınca iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi gerektiği- Muristen intikal eden vadeli hesaptaki paranın ortaklığı giderilemeyeceğinden ortaklığın giderilmesi davasının reddi gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa imkanının varlığından söz edilemeyeceği ve bu durumun satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerli olduğu-
Elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği-
Davacı tarafından, tereke adına istemde bulunulduğuna göre; bu parsellere yönelik olarak açılan davada, ...’un dava dışı mirasçılarının davaya muvafakatinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için süre verilmeden, yargılamaya devamla hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Hukukumuza göre bir ortak tek başına dava açabilir ise de, açılan bu davaya devam edilebilmesi için kural olarak öteki ortakların açılan davaya olur vermelerinin ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceğinin benimsendiği, bu kuralın, davayı açan kişinin yargılama sırasında vefat etmesi halinde de geçerli olduğu, dava ehliyetinin varlığı, mahkemece re’sen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan, davaya katılmayan ortakların olurları alınmaksızın veya Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca miras şirketine temsilci tayin edilmeksizin davanın sürdürülmesinin, davanın esası incelenmek suretiyle karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bir mirasçı tüm mirasçılar adına tek başına dava açabilirse de, böyle bir davayı yalnız başına yürütemeyeceği ve bu durumda diğer mirasçıların davaya katılımlarının veya muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için davacıya uygun süre verilmesi gerektiği- Davanın halefiyet esasına göre tereke adına değil de, davacı tarafından kendi miras payı için açılması halinde, tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmadığı, Bir ya da bir kısım mirasçının terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açması halinde, dava reddedilmesi gerektiği; bir veya bir kısım mirasçının iştirak halindeki pay üzerinde tasarrufta bulunma yetkisinin bulunmadığı- Davacının miras bırakanı tarafından yapıldığını belirttiği inançlı işleme dayanarak, miras ortaklığı adına değil, yalnızca kendi miras payı için tapu iptal ve tescil istemiyle dava açtığı anlaşıldığından, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği-