Üçüncü kişilere karşı açılan davalarda miras bırakanın ehliyetsizliği iddiasının murisle bağlantılı olarak ve murise teban ileri sürülebileceği, bir ya da bir kaç mirasçının tek başına ve kendi miras payları oranında dava açabilmelerinin yasal olanak mümkün olmayacağı-
Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemine ilişkin davada; mahkemece davacıya davalıların açık kimlik ve adreslerini bildirmesi için süre ve yetki verilmesi, tebligat yapılamayan paydaş veya ortakların adreslerinin araştırılarak usulüne uygun olarak tebligatın yapılması, ölü olduğundan tebligat yapılamayan paydaşların mirasçılık belgesinin alınması; taşınmazda elbirliği halinde malik olanın miras bırakanın oğlu olmadığına ilişkin nüfus kaydında düzeltme yapıldığı gözetilerek murisin veraset belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi alınması için davacıya süre ve yetki verilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasında elbirliği halinde ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, icra takibinin tüm ortaklar tarafından birlikte yapılması davanın da tüm ortaklar tarafından birlikte açılması, davadaki eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün ise de, icra takibindeki eksikliğin giderilmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Miras bırakan C.T.'nin ölüm tarihi itibariyle terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve davaya katılmayan mirasçılarının bulunduğu gözetilerek davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine T.M.K'nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekeceği-
TMK 701 ila 703 maddelerinde düzenlenen el birliği mülkiyetinde (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da olmadığı-Mülkiyetin bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu, ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibinin ortaklık olduğu- Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu olduğu-TMK'nin 702/2 maddesi gereği, bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının (onaylarının) alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği, bu durumda öncelikle davada yer almayan mirasçıların olurunun alınması ya da miras şirketine Medeni Kanunun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, böylelikle davanın görülebilirlik koşulu yerine getirildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekeceği-
TMK.nun 640/2, 701 ve 702/2. maddelerine göre, mirasçıların terekeye elbirliği ile sahip olacağı ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri; tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekeceği-
Elbirliği halinde mülkiyette iştirakçilerden birisinin feragatinin hukuken değer taşımayacağı-
Bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinde oluşmuş hisselerin üçüncü şahıslara satılması devredilmesi yasaklanmakta olup bölünemez büyüklükte ve birlikte mülkiyetin söz konusu olduğu tarım arazilerinin, paydaşlarının veya iştirakçilerinin tamamının birlikte katılımı ile üçüncü kişiye satışının yapılabileceği, devredilebileceği-
Elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşmenin bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olduğu ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği-
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağının bulunması gerektiği, elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği-