8. HD. 15.03.2018 T. E: 2015/19485, K: 9429-
Elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olduğu- Kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan sözleşmeye dayanarak murisine tahsis edilen yerden haksız çıkartıldığını iddia ederek maddi ve manevi tazminat istemiyle açılan davada, davacı dışındaki diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, veya muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerektiği-
Takip alacaklıları dışındaki mirasçıların davayı takip konusundaki eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün ise de, icra takibindeki eksikliğin sonradan giderilmesi mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşıdığı ve bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırmanın yeterli olmayacağı- Kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı ilkelerinin 8.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edildiği ve bilimsel görüşlerde aynı doğrultuda geliştiği- Elbirliği (iştirak) halinde mülkiyette ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliğiyle karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu olduğu, ancak, bu durumun uygulamada kısmen yumuşatıldığı ve bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiğinin içtihadı birleştirme kararı ile kabul edildiği-
Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaza ilişkin olarak askı ilan süresi içinde kadastro tespitine itiraz davasının tek bir mirasçı tarafından payına yönelik açılması halinde başkaca mirasçıların varlığı anlaşıldığında resen araştırma yapılıp taşınmazın davacı yanın murisine ait olduğunun tespiti durumunda davada taraf olma şartı aranmaksızın mirasçıların tümü adına tescile karar verileceği-
İktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespitinin büyük önem taşıdığı ve bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta, şeklen iyi niyetli gözükeni değil, gerçekten iyiniyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiği- Kötüniyet iddiasının def'i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı ilkelerinin 8.11.1991 tarih l990/4 esas 1991/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edildiği ve bilimsel görüşlerin aynı doğrultuda geliştiği- Davacının miras payına hasren açtığı davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, toplanan ve toplanacak deliller nazara alınmak ve davalıların iyiniyet savunmaları da incelenmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; anılan hususlar gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı sağ eş, talebini terekeye karşı dolayısıyla miras bırakanın mirasçılarına yönelttiğine göre, dosya içerisinde yer alan mirasçılık belgesindeki mirasçılardan müşterek çocuğun da davada davalı safhında yer alması gerekirken pasif dava ehliyeti tamamlanmadan davanın esasına girilerek kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 701. maddesinde ".........Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır." biçiminde düzenleme bulunduğu, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu-
Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsayacağı, eldeki davada, tüm tapu maliklerinin yasal hasım olup, davada davalı durumunu almalarının sağlanması gerekeceği-
Elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceği- Mirasçılara gönderilecek davetiyede "belirlenen süre içinde elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğinin" bildirilmesinin zorunlu olduğu-