Taşıma komisyoncusunun faaliyeti eşyanın taşıyıcıya teslimi ile son bulsa da, komisyoncunun kanun gereği taşımanın yerine getirilmesinden taşıyıcı gibi sorumlu olacağı-
Ceza mahkemesi kararının, kusurun varlığı ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda hukuk hakimini bağlamayacağı, hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmasa da aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle "fiilin hukuka aykırılığı"konusunda ceza mahkemesi kararıyla bağlı olduğu, maddi olaylan ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararının, taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacağı, ceza mahkemesinin, uyuşmazlık konusu olayın tespitine; olayın varlığına ve sanık tarafından işlendiğine ilişkin maddi olgulara yönelik kesinleşmiş saptaması, aynı konudaki hukuk mahkemesinde de kesin hüküm oluşturacağı-
Davalıdan talep edilen zararın oluşmasında % 50 oranında talep sahibi davacının da sorumlu olduğunun mahkemece belirlendiği, davalının kendisinden talep edilen tüm zararı dava edilmeden ödememekte kusurlu olduğu söylenemeyecekse de davalının, bu kusur oranına göre mahkemece belirlenen tazminat miktarını kesinleşmemesine rağmen ödediği-
Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabının yapıldığı günden önce alan davacı, bu paranın tazminat hesabının yapıldığı güne kadar işleyen yasal faizi kadar kazanım sağlamış olacağından; zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin getirisinin yasal faiz ölçüsünde güncelleştirilip belirlenerek hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, hakimin, Türk Medeni Kanun'unun 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmesi gerekeceği-
Davalı vergi borcunu doğuran aracı resmi yollardan satmayarak davacı aleyhine bir zararın doğumuna sebebiyet verdiği gibi davacının da vekalet sözleşmesi gereğince uzunca bir süre davalıya ses çıkarmamakla, yani vekalet sözleşmesi kapsamındaki hesap sorma yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemekle aynı zararın doğumunda veya artmasında davalı ile birlikte müterafik sorumlu olduğu,818 sayılı BK.nun 43/1,44. (6098 sayılı TBK.nun 51/1,52.) maddesi kapsamında olayın oluşumundaki tarafların kusur durumu da dikkate alınarak uygun bir tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Davacı dava dilekçesinde; şahsına ait hastalık bilgilerinin, hakkında hazırlanan ( 5 ) sayfa görüş yazısının, şahsına ait 12 adet sağlık kurulu raporunun kanun müsaadesi olmaksızın, mahkeme kararı veya savcılık müzekkeresi olmaksızın, İl Sağlık Müdürlüğüne gönderen görevliler hakkında açtığı davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu belirterek manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş olup; salt kararın leh veya aleyhte olmasının, yasanın açık hükmüne aykırılık olarak değerlendirilemeyeceği- Dava konusu yapılan hususlar, temyiz nedeni olarak ileri sürülebileceğinden, hakimin hukuki sorumluluğuna ilişkin koşulların gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği-
Rücu isteminde 1 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin “tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği” tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-
Tüzel kişilerin organlarının işledikleri haksız fiil, aynı zamanda suç teşkil ediyorsa ceza zamanaşımı süresinin tüzel kişi aleyhine açılan tazminat davasında da uygulanması gerektiği-
Borçlunun temlik edene ileri sürebileceği def'ileri temlik alana karşı da ileri sürebileceği-