Uyuşmazlığın İİK'nun 99. maddesine dayalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi niteliğinde olduğu kabul edilerek, alacak tutarı ve mahcuz malların değerinden hangisi az ise o değer üzerinden 1/4 peşin harç alınarak duruşma açılması, taraflara duruşma gün ve saati tebliğ olunarak kanıtların toplanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacı alacaklının İİK. mad. 99’e dayalı olarak açtığı ‘üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddi istemine’ ilişkin davada, daha önce aynı davacı alacaklı tarafından, aynı borçlu aleyhine yürütülen başka bir takipte uygulanan haciz işleminde haczedilen mahcuzlarla ilgili olarak aynı üçüncü kişinin istihkak iddiası üzerine, davacı-alacaklı tarafından İİK. mad. 99 uyarınca açılan dava sonunda, davanın kabulü ile davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmiş olup bu hüküm kesinleşmiş olduğundan ve ticaret sicil kayıtlarına göre davalı-üçüncü kişi ve borçlu şirketin ticari faaliyet alanları tamamen farklı olup, davalı üçüncü kişinin çorap imalat makineleri satın almasının ticari yaşam içinde olağan olmadığı, aynı yerde iki ay kadar sonra yapılan hacizde de mahcuzların yerinde bulunduğunun tespit edildiği, faturaların mahcuzlara uygunluğunun bilirkişi aracılığı ile saptanamadığı ve borçlu ile üçüncü kişinin alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket ettikleri açık olduğundan alacaklının davasının kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Haciz adresinde önceden borçlu faaliyette bulunurken daha sonra işçisi olan üçüncü kişinin faaliyete başlaması, aynı adreste borçluya ait belgeler bulunması, davalı üçüncü kişi ve borçlu arasındaki ilişkinin örtülü işletme devri ilişkisi niteliğinde olması ve işyerini devralan üçüncü kişinin borçlardan da sorumlu olması karşısında, üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu haczin sırasında borçlulara ait çok sayıda evraka rastlanması, davacı ve borçlu şirketin aynı alanda faaliyet göstermesi, ortaklık yapısı ve çalışanları nedeni ile sıkı bir organik bağ içinde bulunması, muhasebelerinin tek elden tutulması ve üçüncü kişi şirketin alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı olarak kurulduğunun anlaşılması karşısında davacı üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Malın üçüncü kişinin elinde bulunması halinde istihkak davası açma yükümlülüğünün İİK. mad. 99 uyarınca üçüncü kişiye ait olduğu ve bu şekilde açılan istihkak davasının kabulü halinde temyizin icra takibine etkisi bakımından İİK. mad. 97/14 hükmü değil, ‘temyizin satıştan başka icra muamelelerini durdurmayacağına’ ilişkin İİK. mad. 364/3. hükmünün uygulanması gerektiği, istihkak davasının kabulüne ilişkin karar kesinleşmedikçe alacaklının hacizli malın satışını talep edemeyeceği, İİK. mad. 99. hükmünde 97/14. maddesi hükmünde olduğu gibi 36. maddeye atıfta bulunulmamış olduğu, İİK. mad. 36'da öngörülen prosedüre gerek olmaksızın istihkak davasının kabulüne ilişkin kararın temyizi halinde satışın İİK. mad. 364/3 uyarınca kendiliğinden durması gerekeceği, öte yandan, icra mahkemesince takibin devamı veya ertelenmesi hakkında bir karar verilmesine gerek olmaksızın üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunmasının kendiliğinden takibin durması sonucunu doğuracağı, bu sonucun ise icra mahkemesinin davanın kabulüne karar vermesi ile değil ancak kararın kesinleşmesi ile ortadan kalkabileceği, başka bir deyişle, mal üzerine konulmuş olan haczin haklı olduğu, ancak istihkak davası sonucu verilen kararın kesinleşmesi üzerine anlaşılabileceği, dolayısıyla istihkak davasının kabulü ile temyiz eden üçüncü kişinin haczedilen malın satışını durdurmak için İİK'nın 36. maddesine göre teminat göstererek Yargıtay'dan icranın durdurulması kararı getirmesine gerek bulunmadığı-
İstihkak iddiası üzerine İcra Müdürlüğü tarafından İİK.nun 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesinin gerekeceği, İİK.97/6 maddesi gereği prosedürün işletilmemesi halinde, dava açma süresi henüz başlamayacağından 3. kişinin, hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar istihkak davasını açabileceği, prosedürün işletilmesi halinde ise icra mahkemesince verilecek kararın ilgiliye tefhimi veya tebliğinden itibaren 7 gün içinde davanın açılmasının gerekeceği-
Üçüncü kişi, ‘icra müdürlüğünce İİK 96, 99. maddelerinden hangisinin uygulandığının açıkça kararlaştırılmadığını, buna yönelik şikâyet başvurularının icra müdürlüğü tarafından reddedildiğini, ayrıca haczedilen ürünün satışının kararlaştırıldığını’ belirterek ‘icra müdürlüğü kararının ve satış işleminin iptaline karar verilmesini’ istemişse de, bu davaya konu haciz işlemi ile ilgili icra hukuk mahkemesinde istihkak davası açılıp bu davaya ilişkin taleplerin istihkak davası sırasında ele alınıp reddedilmesi karşısında, bu hususlara ilişkin karar verilmeyeceği yönündeki müdürlük kararının yerinde olduğu-
Dava konusu haczin borçlu şirket ortağının huzurunda yapıldığı, davalı birleşen davanın davacısı üçüncü kişi şirketin borçlu şirketin işçileri ile çalışmaya başladığı, davalı üçüncü kişi şirketin sunduğu bir kısım faturaların ödemesinin borçlu şirket ortağı tarafından yapıldığı, borçlu ile davalı-karşı davacı üçüncü kişi arasındaki işletme devrinin muvazaalı olduğu, muvazaalı bulunmasa dahi İİK. mad. 44’e uygun devir yapılmadığı, BK. mad. 179 (şimdi; TBK. mad. 202.) uyarınca davalı karşı davacı üçüncü kişi şirketin borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davalı üçüncü kişi şirketin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 97/XIII maddesi uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için, davacı üçüncü kişinin teminat yatırması halinde mahkemece takibin durdurulmasına karar verilmiş olması ve bu kararın uygulanmış olması gerekeceği; icra mahkemesince takibin ertelenmesine karar verilmiş olmasına rağmen üçüncü kişiden teminat alınması kararlaştırılmamış veya karar altına alınmış olsa bile bu teminat üçüncü kişi tarafından yatırılmamışsa, bu durumda takibe devam edileceğinden, istihkak davası yüzünden alacağın tahsilinin geciktiğinden söz edilemeyeceğinden alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği-
Bankanın gönderilen haciz müzekkeresine karşı “mevduat hesabı üzerinde kendisinin rehin hakkı bulunduğunu ileri sürmesinin, İİK’nun 96/I uyarınca “istihkak iddiası niteliğinde olduğu, bu durumda icra müdürünün 99. madde uyarınca işlem yapıp alacaklıya istihkak davası açmak üzere süre vermesi gerekeceği-