Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu malın muhafaza altına alınamayacağı-
Temyiz konusu mahcuzların değeri 5.240,00,-TL'sının altında olduğundan, hüküm kesin nitelik taşıdığı ve temyiz dilekçelerinin reddi gerektiği- Üçüncü kişi, alacaklı ve borçlu arasında danışıklı icra takibi yapıldığını ileri sürdüğünden, mahkemece iki şirketin ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak bir bilirkişi incelemesiyle takibe konu senetlerin verilmesine neden olan hukuki ilişkinin varlığı ve gerçek olup olmadığının saptanması ve ortada gerçek bir alacak yoksa, üçüncü kişinin istihkak iddiasında haklı olduğu sonucuna varılması gerektiği- Aksi halde ise; borçlu şirket borcun doğum tarihinden sonra malvarlığının neredeyse tamamını üçüncü kişi şirkete devrettiği ve bununla ilgili İ.İ.K.nun 44. maddesindeki gereklerin yerine getirildiğini de iddia ve ispat edemediği için devralan üçüncü kişinin de işletmenin borçlarından borçluyla birlikte iki yıl süreyle müteselsilen sorumlu olacağı-
Davacı alacaklı vekili, "haczin borçlunun şantiye sahasında yapıldığını, davacı ve borçlu şirketler arasında organik bağ bulunduğunu, ayrıca satın alındığı iddia edilen bazı malzemelerin henüz şantiye sahasına getirilmemiş ve borçluya teslim edilmemiş eşyalar olduğunu, istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli delillerin sunulamadığını, üçüncü kişinin sözleşmenin feshedildiğini söylediği tarihten sonra da tünel kalıplarda kullanılan aksesuarların ve mıknatıslı şakülün fatura edilerek üçüncü kişiye gönderildiğini" belirterek "davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini" ileri sürmüşse de, icra mahkemesince "davalı üçüncü kişinin borçlu ile aralarındaki alt taşeron ilişkisinin sona erdiği, mahcuzların mülkiyetinin kendilerine geçtiği" yönünde sunduğu çok sayıda belgenin ve ödeme kayıtları ile araçlarının (örneğin çeklerin karşılığının bulunup bulunmadığı, borçlu tarafından tahsil edilip edilmediği vb. hususların) gerçekliği, buna göre mahcuzların bedelinin borçluya ödendiği yönündeki iddianın doğruluğu ile ilgili, tarafların ticari kayıtları ve ilgili banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Dava konusu tünel kalıplarla ilgili ödemelerin hak edişler kapsamında borçluya ödenip ödenmediği ve ödeme tarihleri, bununla ilgili ödemelerin de TOKİ tarafından üçüncü kişiye yapılıp yapılmadığı konularında da uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak mülkiyetin üçüncü kişiye ya da Toki’ye geçip geçmediği, hangi tarihte geçtiği saptanmadan hüküm kurulmasının da hatalı olduğu-
Takip hukukuna ilişkin istihkak davasının dinlenebilmesi için diğer dava koşullarının yanında takip konusu alacağın gerçek bir alacak olması da gerekeceği-
Rehin hakkının sadece karşılıksız kalan çekler ve ibraz edilmeyen çekler ile ilgili olarak ileri sürebileceği- İleride doğacak alacakların da rehnedilebileceği-
İcra Mahkemesi'nce önüne gelen istihkak davasının yargılaması esnasında tarafların tüm delilleri toplanılarak bunların değerlendirilmesi sonucunda, mahcuzların 3. şahıs şirkete ait olduğu kanaatine varılması halinde ihtiyati haczin kaldırılması kararı istihkak davasının açılmasından sonra verilmiş olduğundan davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına kararı, mahcuzların borçluya ait olduğu kanaatine varılması halinde ise 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken işin esası incelenmeksizin ihtiyati haczin kaldırıldığından bahisle eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Alacaklı vekili, haczedilen mallar üzerindeki haczin kaldırılmasını istemiş, icra müdürlüğünce istek doğrultusunda işlem yapılmış olup, bu durumda artık geçerli bir haciz de kalmadığı için 3. kişinin açtığı istihkak davasının konusuz kalacağı-
Alacaklı tarafça istihkak iddiasının kaldırılması isteğiyle dava açılabilmesi için, öncelikle geçerli bir istihkak iddiasının bulunması gerekeceği-
Taşınır rehni tabirinin, teslime bağlı rehinleri, Türk Medeni Kanununun 940 ıncı maddesinde öngörülen rehinleri, ticari işletme rehnini, hapis hakkını, alacak ve sair haklar üzerindeki rehinleri ihtiva ettiği- Haczedilen mala ilişkin olarak üçüncü kişi tarafından hak iddia edilmesi durumunda, istihkak iddiasının reddi için yedi günlük süre içerisinde dava açıldığında, bu dava sonuçlanıncaya kadar haczedilen malın satışının yapılamayacağı- Çek Kanunu ile banka (muhatap) aleyhine düzenlenen ödeme külfeti nedeniyle müşterinin bankadaki mevduatının, her bir çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü gerektiği; burada varılan sonuç uyarınca da, esasen rehin hakkı, banka ile müşterisi arasında imzalanan sözleşmede de yer aldığından, bankanın borçlusuna karşı ileri sürebileceği rehin hakkını, borçlunun alacaklısına karşı da istihkak iddiası olarak ileri sürülebileceği-