2. HD. 06.04.2017 T. E: 2015/24897, K: 3966-
8. HD. 04.04.2017 T. E: 2015/14043, K: 5038-
Aidatların hangi eş tarafından veya hangi mal grubundan ödendiğinin kanıtlanamaması durumunda ise, TMK'nun 222. maddesinin 2 ve 3. fıkraları gözönünde bulundurularak mal rejiminin tasfiyesinin gerçekleştirilmesi gerekeceği- Davacının talebi katılma alacağı olduğuna göre, her ne kadar Vakıf tarafından davalıya boşanma dava tarihinde ödenmiş bir para olmasa da Vakıf Senedindeki düzenlemelere göre, vakıf üyeliğinden davalının isteği zaman istifa edileceği, bu nedenle zorunlu katılımın olmadığı; ancak davalının istifa etmesi halinde ödediği aidatların % 5 basit faizi ile birlikte alabileceği, davalının da boşanma dava tarihi itibari ile de toplu ödeme ve emekli aylığı hakkının da oluşmadığı anlaşıldığından davalı tarafın boşanma dava tarihinde Vakıf'tan istifa/talep etseydi vakıf tarafından yapılacak olan 01.01.2002-12.09.2007 tarihleri arasında yaptığı aidat ödemelerinin % 5 basit faiz ile birlikte toplam ödemenin yarısı üzerinden alacağın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Artık değere katılma alacağı isteği-
Artık değere katılma alacağı isteği-
Artık değere katılma alacağı isteği-
Düğünden sonra ziynetlerin davalıya ait kasada saklandığını ve kendisine iade edilmediğini iddia eden kadının, dava konusu ziynetlerin evlilik birliği içinde elinden zorla alındığını, götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altında olduğu-
Borçlu eşin malvarlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği alacağın tahsili sürecinin sonunda belli olacağından; üçüncü kişinin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kararın verildiği aşamada borçtan sorumlu tutulamayacağı- Mahkemece, eşden kazandırma veya devralan üçüncü kişi konumundaki diğer davalı hakkındaki alacak talebi hakkında HMK. mad. 167 uyarınca üçüncü kişi davalıya karşı açılan dava hakkında ayırma kararı verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eşten katılma alacağının tahsil edilebilme durumunun HMK. mad. 165/1 gereğince “bekletici sorun” yapılması gerektiği-
Davacı, davasında sekiz kalem ziynet eşyası yönünden ....000 TL değer göstermek suretiyle talepte bulunmuş olup, mahkemece beş kalem yönünden aynen iade, aynen iade mümkün olmadığı takdirde ....000 TL bedelin iadesi yönünde hüküm kurulduğu; oysa ki, mahkemece öncelikle, davacıya dava dilekçesindeki her bir kalem ziynet eşyasının değerinin açıklattırılması ve davanın kısmen kabulüne dair hüküm kurulması gerekirken, davanın tümden kabulüne dair hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- 
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesinin de mümkün olduğu- Ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerektiğinden, aksini ispat yükünün de davacı kadında olduğu- Anlaşarak boşandıktan sonra tekrar evlenen tarafların daha sonra yeniden boşandıkları,  ziynet eşyalarına ilişkin davanın ise; tarafların yeniden evlendikleri tarihten sonra açılan boşanma davası derdest iken açıldığı; anlaşmalı boşanma davasından sonra taraflar tekrar evlenmiş böylece imzalanan boşanma protokolü hükümsüz kaldığı ve ilk boşanma davasından sonra tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri de anlaşıldığından, mahkemece; işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği-