Olağan olanın ziynet eşyasının kadının üzerinde olması olduğu, bunların davalının zilyetliğine terk edilmiş olmasının olağana ters düşeceği, öte yandan söz konusu eşyanın, rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen nev‘iden olduğu, bu bakımdan, davacı olağanüstü şartlarda evden ayrılmadıkça bu türden eşyaları götürmesinin her zaman mümkün olduğu, gerçekleşen duruma göre davacı davasının ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı tanıklarından davalının kardeşinin’’... ziynet eşyalarının bir kısmının bozdurulup araç alındığı,bir kısmının ise davacının kendisinde kaldığı, hatta araç alındıktan baya bir süre sonra seti yine davacının boynunda gördüğü...’’ yönündeki beyanı da dikkate alındığında davacının bozdurulan ziynet eşyaları ile davacı uhdesinde bulunduğu belirtilen ziynet eşyalarının mahkemece net bir şekilde belirlenmesi suretiyle davacı uhdesinde bulunan ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, çeyiz senedindeki tüm ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı- Davalının cevap dilekçesinde söz konusu ev eşyalarını davacının kız kardeşine teslim ettiğini beyan ettiği,ancak davaya konu edilen ev eşyalarının davacının kız kardeşine teslim edildiği kabul edilse dahi bu teslimin usulüne uygun bir teslim olarak kabul edilemeyeceği sabit olmakla,dosya kapsamında alınan tanık beyanları da birlikte değerlendirildiğinde, davacının ev eşyaları talebi yönünden aynen iade veya bedeline hükmedilmesi gerekeceği- Mahkemece;yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle,davalı tanıklarından davalının kardeşinin bir kısım ziynet eşyalarının bozdurulmasına rağmen bir kısmının davacı uhdesinde bulunduğu yönündeki beyanı da dikkate alınmak suretiyle davacının uhdesinde bulunan ve bozdurulan ziynet eşyalarının tespit edilmesi, davacı uhdesinde bulunan ziynet eşyaları yönünden davanın reddi gerektiğinin gözetilmesi, davacının ev eşyalarına yönelik talebi bakımından davacının kız kardeşine yapılan teslimin usulüne uygun bir teslim olarak kabul edilemeyeceği ve davacının ev eşyaları talebi yönünden aynen iade veya bedelinin talep edildiği de dikkate alınmak suretiyle aynen iade veya bedeline hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmesi, yine davacının ziynet ve ev eşyaları talebi yönünden dosyaya sunulan 04.05.2015 havale tarihli ıslah dilekçesinin dikkate alınması suretiyle hüküm tesisi gerekeceği-
Davalı bir kısım ziynet eşyasının (35 adet çeyrek) düğünde yapılan masraflar için bozdurulduğunu beyan etmiş olmakla bu ziynetler yönünden davada ispat külfetinin yer değiştirdiği, davalının, söz konusu ziynet eşyalarının, davacının kendi isteği ile iade edilmemek üzere verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlü olduğu-
Evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde, davalı erkek lehine hak çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükünün erkek eşe ait olduğu- Davacı-karşı davalı erkek yargılamanın çeşitli aşamalarında ziynetlerin bozdurulduğunu, yalnız bir kısmıyla kadının borçlarının ödendiğini, bir kısmı ile de kredi kartı borçları ve düğün masraflarının ödendiğini beyan etmiş olup dosya içerisinde kadının rızası ile katkı amacıyla bozdurulmak üzere ziynet eşyalarının erkeğe verildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığına göre, dava konusu ziynetlerin dava tarihi itibariyle değerleri belirlenerek, bozdurulan ziynetlerin ne kadarının kadının borçlarına, ne kadarının kocanın kredi kartlarına ve düğün masraflarına harcandığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ziynetlere yönelik "davanın tamamının reddine karar verilmesinin" hatalı olduğu-
3. HD. 12.04.2017 T. E: 2015/19245, K: 5081-
2. HD. 11.04.2017 T. E: 2016/25628, K: 4165-
2. HD. 11.04.2017 T. E: 2015/25844, K: 4157-
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükünün hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşeceği, öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekeceği, diğer taraftan ziynet eşyasının rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu, bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesinin de mümkün olduğu, bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekeceği, evlilik birliği içerisinde bozdurulan ziynetlerin iade edilmemek üzere erkek eşe verildiği vakıasının ispatı halinde ise, davalı erkek lehine hak çıkacağından, ziynetlerin kadına iade edilmemek üzere bozdurulduğunu kanıtlama yükünün de erkek eşe ait olduğu, öteki deyişle, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere erkek eşe verildiğinin, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde kocanın ziynet eşyalarını iade yükünden kurtulacağı, davalının, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlü olacağı-
3. HD. 06.04.2017 T. E: 2015/19491, K: 4875-
3. HD. 06.04.2017 T. E: 2015/19305, K: 4886-