Artık değere katılma alacağı isteği-
8. HD. 07.06.2017 T. E: 2015/17458, K: 8501-
Mal rejiminin, boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ereceği- Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden, evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğu- Tasfiyeye konu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 2003'de satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiş olup, mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümlerin uygulanacağı- Tasfiyeye konu taşınmazın, davalı adına 2001'de evlilik birliğinden önce edinilen ve 2003'de devredilen bağımsız bölümün satışından elde edilen bedelin kullanılarak satın alındığı, davacı tanıkları, tasfiyeye konu taşınmazın 36.000,00 TL ye alındığını beyan etmesine rağmen, mahkemece tasfiyeye konu taşınmazın bilirkişi tarafından tespit edilen edinme tarihindeki değeri esas alınarak denkleştirme yapılarak artık değere katılma alacağı hükmedilmesinin doğru olmadığı- Taşınmazın davacı tanıklarının beyanında belirttikleri bedel dikkate alınarak, bu değer üzerinden artık değere katılma alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı halde, kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadığından, mahkemece ziynet alacağı istemiyle ilgili olarak yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığının, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığının, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin gerçekleştiği, o halde, davacı-karşı davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekeceği- Dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığı halde, kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadığından, mahkemece ziynet alacağı istemiyle ilgili olarak yemine ilişkin yargılama işlemlerinin yerine getirilmesi ve gerçekleşecek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılacağı, dava konusu kadına ait altınların koca tarafından bozdurulup değişik amaçlarla kullanılmış olabileceği, çeşitli sebeplerle (ev veya araç alımı, evin ihtiyaçları, düğün borçları, balayı vs) koca tarafından bozdurulan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesinin zorunlu olduğu-
Dosya kapsamında dinlenen davacı tanıklarının düğünde takılan altınların tamamının düğünden sonra bozdurularak borçların ödendiğini beyan ettiklerinden, davalının annesi tanık ve davalının babası tanık ise tarafların düğünü olmadan önce davalının kendi bütçesine göre o dönemde masrafı 2.000 TL bulunan bir düğün salonu tutmuş olduğunu; ancak davacının bu salonu beğenmediğini, kendi düğününün bir kez olacağını, takı istemediğini, kendisi için bu hususun daha önemli olduğunu söyleyerek 4.650 TL tutarında bir düğün salonunu beğenip, davalıya düğünde gelen altınları bozdurmak suretiyle bu salonu kiralamak istediğini söylediğini, düğünden sonra da davalının davacının isteği üzerine bir kısım altınları bozdurarak 4.650 TL düğün salonu masrafını ödediğini beyan ettiklerinden, mahkemece, davalı kocanın, düğün salonu masrafı için bozdurulan ziynetler yönünden davacının rızasını ispatladığı kabul edilerek, düğün salonu masrafı için hangi ziynetlerin bozdurulduğu tespit edilmek suretiyle bu takılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılacağı, ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesi olduğu, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesinin olağan durumla bağdaşmayacağı, bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekeceği-
İspat yükünün hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşeceği, öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları kanıtlaması gerekeceği-
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesinin de mümkün olduğu, bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekeceği, hayat deneyimlerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesi olduğu, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesinin olağan durumla bağdaşmayacağı- 2 adet bileziğin davacının rızası ile bozdurulup, geri verilmemek üzere kendisine verildiği ve harcandığı hususu kanıtlanmadığından, davalı bu ziynetleri iade ve tazminle yükümlü olup, 2 adet bilezik hakkında davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-