Tedbir nafakasının tahsiline yönelik yapılan icra takibinde borcun sebebi TMK. 197 vd. maddelerine dayanmakta ve dolayısıyla "Aile Hukukuna" ilişkin bulunduğu; borç, Aile Hukukundan nafaka yükümlülüğünden doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerekeceği-
Davacının dava dilekçesindeki "nafaka istemediği" yönündeki beyanı, sonradan tedbir nafakası istemine engel değil ise bu takdirde tedbir nafakasına istek tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekeceğinden, dava tarihinden geçerli olacak şekilde tedbir nafakasına hükmolunmasının doğru bulunmayacağı-
Davacı vekili davadan feragat etmiş olup davacı tarafından bağımsız olarak harcı ödenmek suretiyle açılmış Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayanan bir nafaka davası mevcut olmadığından bu husus nazara alınmadan davacı yararına ayrıca Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince karar tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru bulunmayacağı-
Davalı koca tarafından, boşanma davası açılmakla, davacı kadın ayrı yaşama hakkını kazanacağı; boşanma davasının reddedilmesinden sonra, davalı kocanın birlikte yaşama konusunda girişimde bulunmadığı sürece, davacının ayrı yaşamada haklı olduğunun kabulünün zorunlu olduğu-
Er olarak askerlik görevini yapanların askerlikleri süresince iaşesinin Devlet tarafından karşılandığı, bu durumda olanların askerlik hizmeti süresince nafaka ile sorumlu tutulamayacağı (12.12.1966 tarihli, 5/11 sayılı İBK) gözetilmeden davacının yararına dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olmayacağı ve bozmayı gerektireceği-
Evlilik birliğinin kendisine yüklediği görevleri yerine getirmeyen ve birlikte yaşamdan kaçınan kişi davalı olduğundan davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu-
Davalının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve davacıyı dövmesi nedeniyle davacı ayrı yaşamak zorunda kaldığı sabit olduğuna göre davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu; ayrı yaşamakta haklı olan davacı (kadın) eş için hakkaniyete uygun bir miktarda tedbir nafakasına hükmolunması gerekeceği-
Davalı-davacı kadının gerçekleşen eylemlerinin, kocanın kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olup, manevi tazminatı gerektireceği, boşanmada kusuru bulunmayan davacı-davalı koca yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken reddinin aykırı olacağı, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olan davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği, davalı-davacı kadının müşterek konutu kendiliğinden terk etmesi ve ayrı yaşamakta haklılığını ispatlayamaması halinde tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği-
Nüfus kayıt tablosunda davalının başka kadından çocukları bulunduğu anlaşıldığından davacı kadının, ayrı yaşamakta ve nafaka istemekte haklı olduğu-
Yargılama esnasında beyanda bulunan davacı asil ve dinlenen davacı tanığı müşterek çocukların davalı babanın yanında kaldığını belirttiğinden, davalı yanında kalan müşterek çocuklar yönünden tedbir nafakasına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-