Davalının bir hanımla gönül ilişkisi yaşadığı sabit olup, davacının ayrı yaşamada haklılığının kanıtlandığı, davacının ev hanımı olduğunun, gelirinin bulunmadığının, davalının ise astsubay olduğunun, lojman kirası ödediğinin anlaşıldığı, tarafların ekonomik - sosyal durumları, ihtiyaçları, nafakanın niteliği, ortak çocuk Masal'ın 27/01/2012 doğumlu olması, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alındığında, davacı ve ortak çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarları fazla olup, TMK 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmadığı-
Mahkemece  kadın tam kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de kadının eşine hakaret ettiği, kocanın da ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun anlaşıldığı- Kadının koca ile aynı oranda kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre verilen boşanma kararı sonucu itibarıyla doğru olup, kadının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesinin gerektiği- Kadın ayrı yaşamakta haklılığını kanıtladığından, TMK.mad. 197 dayalı nafaka davasının kabulüne karar verilmesinin gerektiği-
Davalı kadına yüklenen kusurun dayanağı olan olaylardan sonra tarafların evliliği dört yıl devam ettirip, bu sürede birlikte yaşadıkları anlaşıldığından; davacı kocanın, eşinin açıklanan kusurlu davranışlarını affetmiş, en azından hoşgörüyle karşılamış sayılacağı; bu olayların boşanma nedeni olarak kabul edilemeyeceği- Davalı kadının bu olaydan sonraki dönemde de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirebilecek kusurlu bir davranışı kanıtlanamamış olup, davacı kocanın eşine "Y. artık seni istemiyorum!" diyerek ortak konuttan kovduğu ve onu baba evinde yaşamaya zorladığı anlaşıldığından; mahkemece davanın reddedilmesi gerektiği; kadının ayrı yaşamada haklı olduğu; bu nedenle açılan bağımsız tedbir (geçim) nafakası davasında davalı-davacı kadın yönünden de uygun miktarda tedbir (geçim) nafakası takdir edilmesi gerektiği- 
Kadının birlikte yaşamaya ara verilmesinin haklı bir sebebe dayandığı anlaşılmakla, mahkemece tarafların bir yıl süre ile ayrılığına karar verildiği halde; ayrılık süresi için gerekli olacak şekilde davacı-davalı kadın yararına tedbir nafakası takdir edilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tedbir nafakası davası (TMK. mad. 197) boşanma davasından ayrı bir dava olduğu, bu davanın esası ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı-
Boşanma davası içinde davalı eş ve yanında bulunan ortak çocuklar için TMK. mad. 169'a göre takdir edilen tedbir nafakasının, boşanma davasının devamı süresiyle sınırlı geçici tedbir niteliğinde olduğu gözetilmeden, hükmedilen tedbir nafakalarının aynı kanunun 197. maddesi gereğince devamına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- 
Davacı kadının yanında bulunan çocuklar yönünden tedbir nafakasına hükmedilmesi için, kadının ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlama yükümlülüğü bulunmasa da, kendisi için talep ettiği nafaka yönünden kocanın kusurlu davranışları nedeniyle ayrı yaşamakta haklılığını kanıtlaması gerekeceği-
Davalının aylık geliri tam ve sağlıklı olarak saptanmamış, hükmedilen nafakayı ödeyecek ekonomik gücünün olup olmadığı denetime imkan verecek nitelikte araştırılmadığından tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını tam ve sağlıklı olarak saptadıktan sonra, davacı tarafın geçimi için gerekli, davalının geliri ile orantılı olacak şekilde "hakkaniyete uygun" nafakaya hükmedilmesinin gerekeceği-
Davacı vekilinin, dilekçesinde; davalının haksız olarak evi terk ettiğini, davacının gelirinin bulunmaması nedeniyle, ayrı yaşamakta haklılık gerekçesiyle davacı lehine ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakasının davacıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep ettiği, yargılama sırasında davacı vekilinin, otomatik ödemeye bağlı olan elektrik, doğalgaz, su giderlerinin de davalı tarafından ödenmeme ihtimali bulunduğundan bu hususta gerekli önlemlerin alınmasını talep ettiği, yargılama sırasında ayrıca talep edilen, elektrik, su, doğalgaz faturalarının da davalı tarafından ödenmesine dair harcı yatırılarak usulüne uygun açılmış bir dava bulunmamasına rağmen, mahkemece birliğin giderleri içinde değerlendirilmesi gereken, elektrik, su, doğalgaz faturalarının da davalı tarafından ödenmesine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu-