Davacı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verildiği halde, taraf vekilinin yokluğunda yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilemeyeceği;yeni duruşma günü ve saati bildirilerek, usulün davacı vekiline tanıdığı hakların kullanılmasına olanak sağlanması gerektiği-
Dosya kapsamından; yargılamanın son oturumu olan duruşmada davalı tarafın duruşmalara gelmediği ve HMK 150/2 maddesine göre yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edileceği ve dava, hüküm için yeterince aydınlandığı gerekçesi ile tahkikata son verildiği ve davalıların hazır bulunmadıkları bu celsede karar verildiği, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 184 ve 186'ıncı maddelerinin açık ve emredici hükümlerine rağmen davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını sınırlar mahiyette, tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma hakkı tanınmaksızın karar verilmesinin doğru bulunmadığı, HMK'nın 184 ve 186'ıncı maddelerinde düzenlenen yargılama usul kuralları uygulanarak bir hüküm verilmek üzere kararın bozulması gerekeceği-
Davalılar vekilinin mazeretinin kabulüne karar verilen celsede, uyuşmazlığın esası hakkında da karar verilemeyeceği-
İrsaliyeli fatura içeriklerine göre malların teslim alınarak karşılığında ödeme için çeklerin verildiği, faturalara 8 günlük yasal süre içinde itiraz edilmediğinden, malların teslim alınmadığına ilişkin ispat külfetinin davacı-borçluda olduğu- Davalı-alacaklı taraf tacir şahıs olup tacir şahıslara tebligatın ne şekilde yapılacağı usul ve ticaret kanununda belirtilmiş olduğundan, bu yön gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanarak yargılama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligat, Tebligat Yasası ve Tebligat Tüzüğü hükümleri gereğince usulsüz olup söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27.maddesi hükmüne göre hakim davanın taraflarını dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği-
Davacının, devre tatil satış sözleşmesinin iptalini, sözleşme nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istediği davada, duruşma günü bildirir tebligatın, davalı şirket yetkilisinin ev adresine yapıldığından Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine aykırı olduğu-
Borçlu, vekili aracılığıyla gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde borca itiraz ettiğinden ve vekile ait vekaletname takip dosyası içinde bulunduğundan, itirazın iptali davasında, ekinde dava dilekçesi bulunan ve üzerinde duruşma gününün yazılı olduğu tebligatın vekile yapılması gerekirken asile yapılmasının doğru olmadığı, davalı şirkete (asile) yapılan tebligat, usulsüz olup söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesi hükmüne göre hakim davanın taraflarını dinlemeden, onları İddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği, mahkemece dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirket vekiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünce alınan kararlara ilişkin, şikayeti incelemeye yetkili ve görevli icra mahkemesinin, icra takibinin yapıldığı yer icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesi olduğu- İcra dairesinin yetkisizliğine ilişkin icra mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde alacaklının yetkisiz icra dairesine başvurarak icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmesi gerektiği aksi halde, takibi açılmamış sayılmasına yetkisiz icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince karar verileceği-
Doğrudan adres kayıt sistemindeki adresine yapılan dava dilekçesine ilişkin tebligatın davalının savunma hakkını sınırlandıracağı ve geçersiz olduğu-
Dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara mahkemece kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması ve İİK. mad. 134/2 uyarınca duruşma açılarak tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-